hlt85
Bu kişiler kimlerdir sizce? Önerilerinize ihtiyacım var.
Bu kişiler kimlerdir sizce? Önerilerinize ihtiyacım var.
0
zülfü livaneli ve kadir inanır çok doğru örnekler değil.
keza tanju çolak.
keza tanju çolak.
0
yazılan isimler ülke geneline nasıl bakıldığını da gösterir, yukarıdakilerden sadece adile naşit ve şener şen'i seçip diğerlerinin üstüne koyabilirim. ek olarak da bu ikisinden aşağı kalmayacak olan;
adnan kahveci
daha da gelmedi aklıma ama sınırı zülfü livaneli'ye kadar düşürürsek binlerce kişi yazabiliriz.
adnan kahveci
daha da gelmedi aklıma ama sınırı zülfü livaneli'ye kadar düşürürsek binlerce kişi yazabiliriz.
0
hepsinin sanatçı olması ne kadar garip.
siyasetçi yada sporcu yok sayılan hiç :)
siyasetçi yada sporcu yok sayılan hiç :)
0
ahmet necdet sezer :)
hükümet zamanında veto etsin diye götürdüğü genelgeleri hala çıkartmıyor demekki herkes için iyi bir adammış
hükümet zamanında veto etsin diye götürdüğü genelgeleri hala çıkartmıyor demekki herkes için iyi bir adammış
0
ayrıca 35 üstü insanlar hatırlar sezen aksu gülhanede çok pis bi laf etti şarkılarına yorumuna diyeceğim yok ama karakteri bi sanatçıya yakışmaz tüh mithat can da arkadaşım dı eskiden :(
0
malayani
http://i1124.photobucket.com/albums/l564/ulesken/dizi.jpg+seinfeld + joey + futurama + that 70's showBunlar genel olarak izlediğim diziler... Amerikan komedi dizisi tavsiyesi istiyorum.
i1124.photobucket.com 
+seinfeld + joey + futurama + that 70's show
Bunlar genel olarak izlediğim diziler... Amerikan komedi dizisi tavsiyesi istiyorum.
+seinfeld + joey + futurama + that 70's show
Bunlar genel olarak izlediğim diziler... Amerikan komedi dizisi tavsiyesi istiyorum.
0
zevklerimiz aynı gibi,
that 70's show u tavsiye ederim. çok iyidir. mila kunis ve ashton kutcher 7 sezon bu dizide yer aldılar mesela. happy days e benziyor az.
that 70's show u tavsiye ederim. çok iyidir. mila kunis ve ashton kutcher 7 sezon bu dizide yer aldılar mesela. happy days e benziyor az.
0
that 70's show u da izledim arkadaş. myepisodes.com un mallığına kurban gittim kusura bakmayın onu da koyayım.
0
two and a half men,
how i met your mother,
big bang theory,
simpsons ve south parkda komiktir ama çizgi dizidir,
eskilerden my name is earl vardı
bunlar en bilineni, hali hazırda hala gösterilen diziler
ingiliz dizisi var coupling 4 sezon buda güzeldir komiktir.
how i met your mother,
big bang theory,
simpsons ve south parkda komiktir ama çizgi dizidir,
eskilerden my name is earl vardı
bunlar en bilineni, hali hazırda hala gösterilen diziler
ingiliz dizisi var coupling 4 sezon buda güzeldir komiktir.
0
sedrick sicco
bundan yıllar yıllar önce oks'ye hazırlanırken dersanede bi tarih hocamız vardı. süper bi adam. 2 dakkada sınavda çıkacak şeyleri anlatır, dersin geri kalanında tarihi öyle bir anlatırdı ki her dersi kaynatan sınıf ağzımız açık dinlerdik. en basitinden talesin nasıl savaşı tutulmaya denk getirdiğind
bundan yıllar yıllar önce oks'ye hazırlanırken dersanede bi tarih hocamız vardı. süper bi adam. 2 dakkada sınavda çıkacak şeyleri anlatır, dersin geri kalanında tarihi öyle bir anlatırdı ki her dersi kaynatan sınıf ağzımız açık dinlerdik. en basitinden talesin nasıl savaşı tutulmaya denk getirdiğinden tut birinci dünya savaşında arapların dönekliğine kadar o kadar güzel şeyler anlatırdı ki dinlerken acayip zevk alırdım. aradan lise geçti sikik tarih kitapları geçti hala o hikayeleri ararım. okurken o zevki alacağım kitap var mı?
0
dökümanter değeri yok bu kitapların ama süper tarihi kitaplardır. başta puslu kıtalar atlası olmak üzere tüm ihsan oktay anar kitapları...
0
www.netkitap.com
hem geniş kapsamlı, hem de okuması çok zevkli bir kitaptır. tavsiye ederim..
edit; r.e. koçu +1
hem geniş kapsamlı, hem de okuması çok zevkli bir kitaptır. tavsiye ederim..
edit; r.e. koçu +1
0
ihsan oktay anar'ın kitaplarının tarihi kitap olmakla ilgisi yok. tarihi roman bile diyemeyiz. tarihteki belli bir dönemi kendisine fon edinmiş nevi şahsına münhasır romanlardır bunlar. evet, okuması çok keyiflidir. ama tarihi bilgi edinemezsiniz.
sorunuzun yanıtı konusundaysa emin değilim. çünkü bana bütün tarih kitapları keyifli gelir. belki ilber ortaylı'nın röpostajlarından oluşan kitaplar var, onlar ilginizi çekebilir. ayrıca reşad ekrem koçu'nun dediğiniz türde kitapları vardır. ihsan oktay anar da kendi romanlarını yazarken bunlardan yararlanmıştır. aslında bana kalırsa söz konusu olan iyi bir tarih kitabıysa bütün tarih kitaplarından bu dediğiniz hazzı alabilirsiniz. özellikle üniversite mezunu genel okura hitap eden tarih kitapları lisededekilerden çok farklıdır. bir uçtan başlamak gerek yalnızca.
sorunuzun yanıtı konusundaysa emin değilim. çünkü bana bütün tarih kitapları keyifli gelir. belki ilber ortaylı'nın röpostajlarından oluşan kitaplar var, onlar ilginizi çekebilir. ayrıca reşad ekrem koçu'nun dediğiniz türde kitapları vardır. ihsan oktay anar da kendi romanlarını yazarken bunlardan yararlanmıştır. aslında bana kalırsa söz konusu olan iyi bir tarih kitabıysa bütün tarih kitaplarından bu dediğiniz hazzı alabilirsiniz. özellikle üniversite mezunu genel okura hitap eden tarih kitapları lisededekilerden çok farklıdır. bir uçtan başlamak gerek yalnızca.
0
ilber ortaylının tarihimiz ve bizi okudum. daha doğrusu okuyamadım sıkılmaktan. zevklerimiz farklı sanırım :(
0
roket adam
Bir iş arkadaşımızı uyarmak zorunda kaldım. Şu mail sizce çok mu ağır? Bir ekip var, biri departman yöneticisi, biri ekip yöneticisi, maili yazdığım herif şirket içindeki teknik eleman, biz dışarıdan takip eden teknik eleman / site yöneticileriyiz. Maillerde sürekli emir kipi kullanmasından falan ra
Bir iş arkadaşımızı uyarmak zorunda kaldım. Şu mail sizce çok mu ağır? Bir ekip var, biri departman yöneticisi, biri ekip yöneticisi, maili yazdığım herif şirket içindeki teknik eleman, biz dışarıdan takip eden teknik eleman / site yöneticileriyiz. Maillerde sürekli emir kipi kullanmasından falan rahatsız oldum, diğer arkadaşım da olmuş, yöneticim aradı ağırdan alın falan dedi ama o da otur bi mail yaz beni de bcc'ye koy dedi, yapmayayım dedim ama çok ısrar etti dept yöneticisi. Sonunda ne çıkacak hesap edemiyorum.
..
bolca emir kipi içeren imalı maillerinden fazlasıyla rahatsızım. Hepimizin beyin fırtınası yaptığı bir ortamda birinin çıkıp "böyle istiyorum", "şöyle olsun" demesi çok rahatsız edici. Sana özellikle bir "ekip" olduğumuzu ve burada üst alt ilişkisinin ünvan olarak bizden üstte kişilerle bile "olmadığını" hatırlatmak zorundayım.
Daha önceden bir çok kez tartıştığımız, sonunda mutabakata vardığımız, üzerinde çalışmaya başladığımız, çalışmayı bitirdiğimiz, faaliyete aldığımız projelerin de tekrar tekrar tartışılması gerçekten vakit kaybı oluyor ve oldu da. Semih'in paragraf paragraf açıkladığı, senin tek cümlelik mesajlar attığın, sonra üstüne bir de benim açıkladığım mailden sonra konunun tamamen netleştiğini düşünüyorum ki İsmail abi de aynı şeyi düşünüyor gördüğüm kadarıyla.
Şirketismi'ndeki yaklaşık 2.5 yıllık ev-ofis çalışma hayatımda da senin dışında yöneticilerim de dahil kimseden "HATIRLATMA!!!" içeren boş bir mail almadığımı özellikle belirtmek isterim. Gözden kaçan mailler olmuştur, unuttuğumuz mailler olmuştur, sınav zamanı diye kapsamlı cevap yazmayı ertelediğimiz mailler olmuştur, insanlık hali, ama gerçek bir "ekip"in üyeleri imalı boş mesajlar atmak yerine "Beyler şuna bi bakabilir misiniz, belki gözünüzden kaçmıştır diye bir mail daha atmak istedim" gibi daha düzgün bir dille hatırlatmayı tercih eder. "Böyle istiyorum?" yerine "Böyle olsa daha iyi olmaz mı çünkü şu şu sebeplerden böyle böyle nedenlerden daha iyi olur böyle bence" yazmayı tercih eder.
Lütfen uslubumuza dikkat edelim, karşımızdaki büyük küçük tam zamanlı veya ev ofis bile olsa saygıyı birinci öncelik olarak alalım. Bu saatten sonra gelecek maillerde en azından bizim ekibe yazdığımız maillerdeki emeği bekliyorum, biz her şeyi sebep sonucuna noktasına virgülüne kadar açıklarken, gelen cevabın "Ben burayı böyle istiyorum." olması benim nezdimde saygısızlıktır.
Benzeri bir rahatsızlığı Semih'in de fazlasıyla paylaştığını biliyorum, ben her zaman denge unsuru olarak davranma yanlısıyım fakat bazen insan gün içinde sınırlarını unutup aslında öyle demek istemediği şeyler yazabiliyor, bu mail de üstüne denk geldi, yarın 13. sınavıma girmeden önce oturup rahatsızlığımı iletmek istedim. Sorunu kişisel almazsanız sevinirim, kimseyle kişisel bir sorunum yok, olamaz da. Olmasının da kimseye bir faydası yok. "Ekip" olmanın ön gerekliliklerinden birini hatırlatmak zorunda kaldığım için üzgünüm.
..
bolca emir kipi içeren imalı maillerinden fazlasıyla rahatsızım. Hepimizin beyin fırtınası yaptığı bir ortamda birinin çıkıp "böyle istiyorum", "şöyle olsun" demesi çok rahatsız edici. Sana özellikle bir "ekip" olduğumuzu ve burada üst alt ilişkisinin ünvan olarak bizden üstte kişilerle bile "olmadığını" hatırlatmak zorundayım.
Daha önceden bir çok kez tartıştığımız, sonunda mutabakata vardığımız, üzerinde çalışmaya başladığımız, çalışmayı bitirdiğimiz, faaliyete aldığımız projelerin de tekrar tekrar tartışılması gerçekten vakit kaybı oluyor ve oldu da. Semih'in paragraf paragraf açıkladığı, senin tek cümlelik mesajlar attığın, sonra üstüne bir de benim açıkladığım mailden sonra konunun tamamen netleştiğini düşünüyorum ki İsmail abi de aynı şeyi düşünüyor gördüğüm kadarıyla.
Şirketismi'ndeki yaklaşık 2.5 yıllık ev-ofis çalışma hayatımda da senin dışında yöneticilerim de dahil kimseden "HATIRLATMA!!!" içeren boş bir mail almadığımı özellikle belirtmek isterim. Gözden kaçan mailler olmuştur, unuttuğumuz mailler olmuştur, sınav zamanı diye kapsamlı cevap yazmayı ertelediğimiz mailler olmuştur, insanlık hali, ama gerçek bir "ekip"in üyeleri imalı boş mesajlar atmak yerine "Beyler şuna bi bakabilir misiniz, belki gözünüzden kaçmıştır diye bir mail daha atmak istedim" gibi daha düzgün bir dille hatırlatmayı tercih eder. "Böyle istiyorum?" yerine "Böyle olsa daha iyi olmaz mı çünkü şu şu sebeplerden böyle böyle nedenlerden daha iyi olur böyle bence" yazmayı tercih eder.
Lütfen uslubumuza dikkat edelim, karşımızdaki büyük küçük tam zamanlı veya ev ofis bile olsa saygıyı birinci öncelik olarak alalım. Bu saatten sonra gelecek maillerde en azından bizim ekibe yazdığımız maillerdeki emeği bekliyorum, biz her şeyi sebep sonucuna noktasına virgülüne kadar açıklarken, gelen cevabın "Ben burayı böyle istiyorum." olması benim nezdimde saygısızlıktır.
Benzeri bir rahatsızlığı Semih'in de fazlasıyla paylaştığını biliyorum, ben her zaman denge unsuru olarak davranma yanlısıyım fakat bazen insan gün içinde sınırlarını unutup aslında öyle demek istemediği şeyler yazabiliyor, bu mail de üstüne denk geldi, yarın 13. sınavıma girmeden önce oturup rahatsızlığımı iletmek istedim. Sorunu kişisel almazsanız sevinirim, kimseyle kişisel bir sorunum yok, olamaz da. Olmasının da kimseye bir faydası yok. "Ekip" olmanın ön gerekliliklerinden birini hatırlatmak zorunda kaldığım için üzgünüm.
0
son paragrafta olay kişiselleşmiş gibi. ayrıca diğer kişilerin isimlerini vererek bunlar da benim gibi düşünüyor demeniz dışarıdan pek hoş görünmüyor ama tabi kişiler arası ilişkiler nasıl kurulu bilmediğimizden belki de böyle daha iyidir.
0
ağır aslında evet ama kullandığı uslubun bi adım ötesinde ağır konuşarak bazı şeylerin farkındalığını yaratabilirsiniz, diye düşünüyorum. bana böyle bir mail gelseydi utanırdım, kızmaktan ziyade. umarım sizin için işler "yoluna" girer.
0
bana agir geldi. eger ben maili yazdiginiz kisi olsaydim, davranislarimi gozden gecirmeme faydali olmazdi bu mail. beni daha da negatif davranmaya iterdi. biraz daha yapici olsaniz diyorum nacizane.
0
senin soruna cevap olmayabilir ama; bi patronum vardı zamanında, büyük iş adamıydı(gerçi hala öyle ama artık eski patronum). iş yerinin her katına şu yazıyı yazdırmıştı; iş yerinde alınganlık aptallıktır..
0
Gayet güzel bi ortamdı, biz home office çalışıyoruz, iş yükümüz hafiflesin diye herifin tekini işe aldık ki bizzat biz aldık, 28 küsür yaşında su ürünleri okumuş çalışma tecrübesi olmayan adamı teknik açıdan eğittik, yöneticim bile bana HATIRLATMA'!!!!11 yazmazken, genel müdürün maillerine cevap veremediğim oluyoken saçma sapan emir kipli HATIRLATMA!!1 lı mailler gelmeye başladı. Hep alttan aldım, denge unsuru oldum da, bu sefer yöneticim aradı, yine alttan al tarzı bir şeyler dedi, abi dedim durum bu, ben alttan alayım ama diğer arkadaş konuşacak huzur çok kaçcak, o zaman beni bcc'ye koy böyle bi mail yaz belki farkınad değildir dili biraz sivri dedi.
Bana kalsa şimdi değil bi dahakine gönderirim ama gerek diğer iş arkadaşım gerek yöneticim ciddi ciddi gönder dediler, özellikle yönetici beni nası bi maceraya atmaya çalışıyor anlamadım ama adam uyar dedi yani.
Sorum da vur dedik de öldürdüm mü acaba o yüzden paylaşayım dedim, teşekkür ederim cevaplar için. Ben alıngan değilim, küfür etse umrumda olmaz home office çalışıyorum hesabıma yatan paraya bakarım da, ortam nedense "beni" buna zorluyor.
Daha önceden diğer arkadaş ve diğerleri yüzyüze uyarmış ve hatta tartışmış insanlar. Şu anda kalkıp yüzyüze konuşmaya gitme imkanım yok. X ve Y de benimle aynı fikirde olayı için, X direkt beni aradı böyle bi durum var bu nedir arayıp sövücem diye ben frenledim her zamanki gibi, diğer eleman İsmail ise maillerde durumun gereksizliğini belirtmişti.
Ne zor iş insanlarla uğraşmak ya. Zamanında "Hoşunuza gitmediyse yol verin" bile dediler, abi gerek yok öğrenir zamanla zart zurt dedik ama yok yani, çok enteresan. Böyle ego kasmasa, adam akıllı normal devam etse kimseye bişi olmicak, ne garip insanlar ya, eline hiç bişi geçmeyecek aksine negatif olaylar olacak, yine de bunda ısrar ediyor. Farkında değil herhalde diye yazıyoruz işte bu maili de, bakalım.
Bana kalsa şimdi değil bi dahakine gönderirim ama gerek diğer iş arkadaşım gerek yöneticim ciddi ciddi gönder dediler, özellikle yönetici beni nası bi maceraya atmaya çalışıyor anlamadım ama adam uyar dedi yani.
Sorum da vur dedik de öldürdüm mü acaba o yüzden paylaşayım dedim, teşekkür ederim cevaplar için. Ben alıngan değilim, küfür etse umrumda olmaz home office çalışıyorum hesabıma yatan paraya bakarım da, ortam nedense "beni" buna zorluyor.
Daha önceden diğer arkadaş ve diğerleri yüzyüze uyarmış ve hatta tartışmış insanlar. Şu anda kalkıp yüzyüze konuşmaya gitme imkanım yok. X ve Y de benimle aynı fikirde olayı için, X direkt beni aradı böyle bi durum var bu nedir arayıp sövücem diye ben frenledim her zamanki gibi, diğer eleman İsmail ise maillerde durumun gereksizliğini belirtmişti.
Ne zor iş insanlarla uğraşmak ya. Zamanında "Hoşunuza gitmediyse yol verin" bile dediler, abi gerek yok öğrenir zamanla zart zurt dedik ama yok yani, çok enteresan. Böyle ego kasmasa, adam akıllı normal devam etse kimseye bişi olmicak, ne garip insanlar ya, eline hiç bişi geçmeyecek aksine negatif olaylar olacak, yine de bunda ısrar ediyor. Farkında değil herhalde diye yazıyoruz işte bu maili de, bakalım.
0
adam ortama hareket katmış ya fena mı :D
bence ona boş bi mail at başlığına da hatırlat-ma! yaz hehehe.
bence ona boş bi mail at başlığına da hatırlat-ma! yaz hehehe.
0
Lemon, çok doğru bir tespit ama kısa bir mail başımı daha çok derde sokabilir. Bu çıkarsa yine bak çocuk derdini anlatmış daha ne yapsın derler. Otursun okusun ak, işine gelirse.
0
ayrıntıya takılmış gibi oluyorum ama maile sen diye başlamış, siz diye bitirmişsiniz, ben diyerek başlamış biz diye devam etmiş yine ben diyerek bitirmişsiniz tek bir çizgide olsa daha iyi olur gibime geldi. ben bu maili alsam utancımdan bir kaç gün yataktan çıkamazdım heralde bu arada :)
0
bu maili okuyunca utanacak yüzü kızaracak karaktere sahip adam zaten bu şekilde davranmaz. dolayısıyla bu mail onun tutumunda bir değişiklik yaratmayacak.
0
İlk paragraf yeterliymiş bence. Destan gibi yazmışsın. Sanki bu kişi yüzündenden evde oturup ağlıyor, geceleri uyuyamıyormuşsunuz gibi intiba bırakıyor.
"şu şu tavrınızı çalışma ortamımız için uygunsuz ve rahatsız edici buluyoruz. bu davranışlarınıza bir son vermenizi rica ediyoruz. bilginize."
deyip kesip atsanız mesaj politik olarak yumuşak ama etki olarak daha sert gider. amacına ulaşırdı gibi.
"şu şu tavrınızı çalışma ortamımız için uygunsuz ve rahatsız edici buluyoruz. bu davranışlarınıza bir son vermenizi rica ediyoruz. bilginize."
deyip kesip atsanız mesaj politik olarak yumuşak ama etki olarak daha sert gider. amacına ulaşırdı gibi.
0
şu kadarı da iş görürdü bence (kalan kısmı iç dökme gibi görünmüş):
"Bolca emir kipi içeren imalı maillerinden fazlasıyla rahatsızım. Sana özellikle bir "ekip" olduğumuzu ve burada üst alt ilişkisinin ünvan olarak bizden üstte kişilerle bile "olmadığını" hatırlatmak zorundayım.
Sorunu kişisel almazsanız sevinirim, kimseyle kişisel bir sorunum yok, olamaz da. Olmasının da kimseye bir faydası yok. "Ekip" olmanın ön gerekliliklerinden birini hatırlatmak zorunda kaldığım için üzgünüm."
"Bolca emir kipi içeren imalı maillerinden fazlasıyla rahatsızım. Sana özellikle bir "ekip" olduğumuzu ve burada üst alt ilişkisinin ünvan olarak bizden üstte kişilerle bile "olmadığını" hatırlatmak zorundayım.
Sorunu kişisel almazsanız sevinirim, kimseyle kişisel bir sorunum yok, olamaz da. Olmasının da kimseye bir faydası yok. "Ekip" olmanın ön gerekliliklerinden birini hatırlatmak zorunda kaldığım için üzgünüm."
0
mailde yöneticiyi neden bcc'ye ekliyorsunuz anlamadim. bence cc'de olsun ki adam yöneticinin de durumdan haberdar oldugunu anlasin.
bu sahis tam olarak yontulmamis bir hödükmüs belli ki ben onun düzelecegini pek sanmam; belki düzelmis gibi yapar ama buldugu ilk firsatta senden hincini almaya kalkar. ortadogu ve akdeniz insanindan bahsediyoruz sonucta.
son olarak otonomo +1
bu sahis tam olarak yontulmamis bir hödükmüs belli ki ben onun düzelecegini pek sanmam; belki düzelmis gibi yapar ama buldugu ilk firsatta senden hincini almaya kalkar. ortadogu ve akdeniz insanindan bahsediyoruz sonucta.
son olarak otonomo +1
0
ben olsam;
işe madem siz aldınız, mail aracılığıyla uyarmak yerine yüz yüze bir görüşme ayarlayın derim.
çünkü denildiği gibi profosyonel ortamlarda böyle insanlar çıkıyor ve ne yapacağını bilemedikleri için dengesiz oluyorlar.
eğer departman şefi tarzındaysanız, ki öylesiniz galiba, gidin seni görmeye geldim tarzında muhabbete girip aslında konu HATIRLATMA değilmiş gibi dile getirin. eminim siz bu yolu denerseniz motivasyonu da artar arkadaşın. kendi motivasyonunuz da artacaktır. çünkü yine dediğiniz gibi insanlarla uğraşmak zor, ancak insanlarla uğraşırken başarılı sonuçlar aldığınızda zevkten 4 köşe oluyorsunuz. nabız ve şerbet olayını kaçırmamak unutmamak gerek..
işe madem siz aldınız, mail aracılığıyla uyarmak yerine yüz yüze bir görüşme ayarlayın derim.
çünkü denildiği gibi profosyonel ortamlarda böyle insanlar çıkıyor ve ne yapacağını bilemedikleri için dengesiz oluyorlar.
eğer departman şefi tarzındaysanız, ki öylesiniz galiba, gidin seni görmeye geldim tarzında muhabbete girip aslında konu HATIRLATMA değilmiş gibi dile getirin. eminim siz bu yolu denerseniz motivasyonu da artar arkadaşın. kendi motivasyonunuz da artacaktır. çünkü yine dediğiniz gibi insanlarla uğraşmak zor, ancak insanlarla uğraşırken başarılı sonuçlar aldığınızda zevkten 4 köşe oluyorsunuz. nabız ve şerbet olayını kaçırmamak unutmamak gerek..
0
Departman şefi değilim, 5 kişilik ekibin en eskilerinden biriyim sadece, home office çalışan bi öğrenciyim ama garip bi biçimde sözüm çok geçiyor :)
Şaka bi yana, attım maili gece, gündüz bi baktım adam mail atmış, özür dilemiş, günlük stres dolu konuşmalar arasında vakitsizlikten bir de maillere cevap atmaya çalışırken ben de bazen çizgiyi aştığımı fark ediyorum sonradan bakınca, özür dilerim demiş. Olay tatlıya bağlandı sanırım sonunda, sevindirici. Fikir belirten herkese teşekkür ederim.
Şaka bi yana, attım maili gece, gündüz bi baktım adam mail atmış, özür dilemiş, günlük stres dolu konuşmalar arasında vakitsizlikten bir de maillere cevap atmaya çalışırken ben de bazen çizgiyi aştığımı fark ediyorum sonradan bakınca, özür dilerim demiş. Olay tatlıya bağlandı sanırım sonunda, sevindirici. Fikir belirten herkese teşekkür ederim.
0
thomas anderson
Az bahsedeyim... ÖZET: İşi bırakıp, dünyayı gezersem, istediklerimi yaparsam pişman olur muyum? Okursan yanaklarından çok fena öperim.--- Liseden sonra kazanmış olduğum üniversiteye, beğenmeme durumundan dolayı gitmedim. O ara bir akraba referansı ile bir şirkette işe girdim. İşteki durumum şu an ba
Az bahsedeyim...
ÖZET: İşi bırakıp, dünyayı gezersem, istediklerimi yaparsam pişman olur muyum? Okursan yanaklarından çok fena öperim.
---
Liseden sonra kazanmış olduğum üniversiteye, beğenmeme durumundan dolayı gitmedim. O ara bir akraba referansı ile bir şirkette işe girdim. İşteki durumum şu an başarılı görünüyor. Olumlu bakarsak, 1250TL maaş alıyorum,(kime göre, neye göre) masabaşı çalışıyorum, kısmen rahatım, yükselme durumum var. Olumsuz olarak, işin stresi var, hergün 3 saat kadar yol gidiyorum, ortam çok sıkıntılı, hayatım tekdüze duruma dönmüş durumda. En önemlisi mutlu değilim.
Hayatım son 2 yıldır bu, tek paragraf.
Ne isterdim diye sorarsanız, gözü yükseklerde bir insan değilim. "Hayat her zaman en mükemmeli vermek zorunda değil, bizde mükemmel yaşamak zorunda değiliz." gibisinden bir düşünceye sahibim. Lisede tek düşüncem vardı; dünyayı gezmek.
Çok araştırdım, çok okudum. Bazen planlı, bazen plansız ne yapacağımı az çok biliyorum. Ayakta durabilen biriyim. Bugüne kadar iş, okul ya da dışarıda olsun, hiçbir ortamda başarısız olduğumu hatırlamıyorum. İlla birileri ile uyumlu olmayı, çalışmayı en azından dostluklar kurup kendimi sevdirmeyi başardım diyeyim. "Senin en başarılı olduğun şey nedir?" diye sorsalar, "Yapabiliyorum." derim ve bu özelliğimin, bu tür bir adımda bana yardımcı olacağını düşünüyorum.
Olay bu. Biraz birikimim var, çok değil. Zaten maddiyatı katmıyorum, bir yol bulunur. Diyorum ki çıkayım yola, Türkiye'den başlayayım, il il sonra ülke ülke gezeyim. GÖreyim uzakları, insanları, toplumları tanıyayım. Dünya haritasına her baktığımda iç geçiriyorum; "Burası bana ait ama hayatım en fazla 100km2 alana sığdırılmış durumda." En uzaklara gitmek, en zoru başarmak; beni kendine çeken şeylerin başında bunlar var.
Pişman olur muyum?
Ya bugün işe iyice sarılıp şu genç yaşımda güzel yıllarımı feda ederek bir işkolik olup, para kazanacağım. 30-40 yaşıma geldiğimde yılda 1 haftalık tatile çıkacağım, 1 hafta evde dinleneceğim. Kravat takmadığım günler sayılı olacak, benden (şu andaki gibi)gerekirse izin bile yapmamam, parasını almadığım geç mesailere kalmam istenecek. 2 dairem olacak, belki birde araba felan. Emekli olup ya hastalıklı bir şehirde ya da köyde ama ikisinde de ölümü beklemek için yaşayacağım. Kısaca, "okuyan bilir" olacağım.
Ya da, çok uzun süreli bu yolculuğa çıkacağım. Azmim, kendime güvenim sayesinde gitmedik yer bırakmayıp, her türlü güzellikle tanışacağım. İnsanları gerçek anlamda göreceğim. Belki bazen pişman olacak "yanlış yerdeyim" diyeceğim ama çoğu zaman mutlu olacağım. Gelecek kaygısı ve sistem çok uzakta olacak. Bu defa ise gerçek olan "gezen bilir" rolündeyim.
Evet giriş kısmı tek paragraflık hayat kompozisyonumun, cevabına göre gelişmesi yazılacak 2 sorusu. Ölüm senaryosunun geçtiği sonuç ise, ya "evet, buydu." diyerek ya da yüzümdeki bir gülümseme ile bitecek.
Ben ikinciyi seçiyorum, sıra sizde. Cesaret lazım.
---
Ciddi ve söyleminde samimi olduğunuz cevaplarınızı yazın, içiniz dışınız bir olsun.
ÖZET: İşi bırakıp, dünyayı gezersem, istediklerimi yaparsam pişman olur muyum? Okursan yanaklarından çok fena öperim.
---
Liseden sonra kazanmış olduğum üniversiteye, beğenmeme durumundan dolayı gitmedim. O ara bir akraba referansı ile bir şirkette işe girdim. İşteki durumum şu an başarılı görünüyor. Olumlu bakarsak, 1250TL maaş alıyorum,(kime göre, neye göre) masabaşı çalışıyorum, kısmen rahatım, yükselme durumum var. Olumsuz olarak, işin stresi var, hergün 3 saat kadar yol gidiyorum, ortam çok sıkıntılı, hayatım tekdüze duruma dönmüş durumda. En önemlisi mutlu değilim.
Hayatım son 2 yıldır bu, tek paragraf.
Ne isterdim diye sorarsanız, gözü yükseklerde bir insan değilim. "Hayat her zaman en mükemmeli vermek zorunda değil, bizde mükemmel yaşamak zorunda değiliz." gibisinden bir düşünceye sahibim. Lisede tek düşüncem vardı; dünyayı gezmek.
Çok araştırdım, çok okudum. Bazen planlı, bazen plansız ne yapacağımı az çok biliyorum. Ayakta durabilen biriyim. Bugüne kadar iş, okul ya da dışarıda olsun, hiçbir ortamda başarısız olduğumu hatırlamıyorum. İlla birileri ile uyumlu olmayı, çalışmayı en azından dostluklar kurup kendimi sevdirmeyi başardım diyeyim. "Senin en başarılı olduğun şey nedir?" diye sorsalar, "Yapabiliyorum." derim ve bu özelliğimin, bu tür bir adımda bana yardımcı olacağını düşünüyorum.
Olay bu. Biraz birikimim var, çok değil. Zaten maddiyatı katmıyorum, bir yol bulunur. Diyorum ki çıkayım yola, Türkiye'den başlayayım, il il sonra ülke ülke gezeyim. GÖreyim uzakları, insanları, toplumları tanıyayım. Dünya haritasına her baktığımda iç geçiriyorum; "Burası bana ait ama hayatım en fazla 100km2 alana sığdırılmış durumda." En uzaklara gitmek, en zoru başarmak; beni kendine çeken şeylerin başında bunlar var.
Pişman olur muyum?
Ya bugün işe iyice sarılıp şu genç yaşımda güzel yıllarımı feda ederek bir işkolik olup, para kazanacağım. 30-40 yaşıma geldiğimde yılda 1 haftalık tatile çıkacağım, 1 hafta evde dinleneceğim. Kravat takmadığım günler sayılı olacak, benden (şu andaki gibi)gerekirse izin bile yapmamam, parasını almadığım geç mesailere kalmam istenecek. 2 dairem olacak, belki birde araba felan. Emekli olup ya hastalıklı bir şehirde ya da köyde ama ikisinde de ölümü beklemek için yaşayacağım. Kısaca, "okuyan bilir" olacağım.
Ya da, çok uzun süreli bu yolculuğa çıkacağım. Azmim, kendime güvenim sayesinde gitmedik yer bırakmayıp, her türlü güzellikle tanışacağım. İnsanları gerçek anlamda göreceğim. Belki bazen pişman olacak "yanlış yerdeyim" diyeceğim ama çoğu zaman mutlu olacağım. Gelecek kaygısı ve sistem çok uzakta olacak. Bu defa ise gerçek olan "gezen bilir" rolündeyim.
Evet giriş kısmı tek paragraflık hayat kompozisyonumun, cevabına göre gelişmesi yazılacak 2 sorusu. Ölüm senaryosunun geçtiği sonuç ise, ya "evet, buydu." diyerek ya da yüzümdeki bir gülümseme ile bitecek.
Ben ikinciyi seçiyorum, sıra sizde. Cesaret lazım.
---
Ciddi ve söyleminde samimi olduğunuz cevaplarınızı yazın, içiniz dışınız bir olsun.
0
frost der ki...
two roads diverged in a yellow wood
and sorry I could not travel both
bu şiirin diğer kısımlarında sorunuza cevap bulabilirsiniz. ben edebiyat fakültesi personeliyim. yaşınızı bilmiyorum; ama o kadar da geçkin olduğunu sanmıyorum. şartlarınızı durağan tutarak felsefe üzerine eğlenceli etkinliklere katılabilirsiniz. (iyi bir felsefe hocasının dersi, konuşması, felsefe okumaları vb. ) en azından kendi sorularınızı "kendinize" yöneltme fırsatı bulursunuz.
sorunuz çok güzel.
not: felsefe hocası değilim.
two roads diverged in a yellow wood
and sorry I could not travel both
bu şiirin diğer kısımlarında sorunuza cevap bulabilirsiniz. ben edebiyat fakültesi personeliyim. yaşınızı bilmiyorum; ama o kadar da geçkin olduğunu sanmıyorum. şartlarınızı durağan tutarak felsefe üzerine eğlenceli etkinliklere katılabilirsiniz. (iyi bir felsefe hocasının dersi, konuşması, felsefe okumaları vb. ) en azından kendi sorularınızı "kendinize" yöneltme fırsatı bulursunuz.
sorunuz çok güzel.
not: felsefe hocası değilim.
0
benzer bir soruyu ben de sormuştum yakın zamanda. (git: 325684)
tabii ben senin dediklerinin bir kısmını gerçekleştirdim, pişman değilim, olacağımı da zannetmiyorum. Önündeki 30 yılı böyle geçirme şansın var, git gez dolaş, en azından şansını dene yapamazsan geri döner yine iş bulursun, yine oralarda bir şekilde yaşarsın merak etme.
tabii ben senin dediklerinin bir kısmını gerçekleştirdim, pişman değilim, olacağımı da zannetmiyorum. Önündeki 30 yılı böyle geçirme şansın var, git gez dolaş, en azından şansını dene yapamazsan geri döner yine iş bulursun, yine oralarda bir şekilde yaşarsın merak etme.
0
pişman olmazsın, imrenilen, gıpta edilen, haset edilen olursun. bunların yanında meşhur da olursun. kap bi sponsorluk yeni yetme firmalardan birinden, aşılarını ol ve düş yollara... bize fotoğraflar göndermeyi unutma ve mutlaka GÜNLÜK tut. ama MUTLAKA!
0
anlaşılan o dayanılmaz eşiği aşmışsınız. ben de aynı fikirdeyim, ama tek farkım bisikletle çıkacak olmam. ben henüz kendimi yetkin görmüyorum, sen görüyorsan bir saniye daha kaybetme. belki de bir blog açarsın, oradan seni tanırız gittiğin yerlerde.
0
yemin ederim hayran kaldım. ben olsam cesaret edemezdim ama cesaret etmek lazım. güzel günler çalışma hayatıyla çok azalıyor. iyi eğlenceler, güzel günler :)
0
çok güzel olur,
acayip zevkli geçer
ama sonunda pişman olurmusun evet olursun bence.
cesaret lazım demişsin ya
işten o cesaret yoksunluğu sonunda pişman olacağını bilmenden gelmekte.
gezdin dolaştın ee sonra yine geldin buraya,
ne iş yapacaksın?
nasıl para kazanacaksın?
ne kadar birikimin olacak?
cesaret olayını çözmek istiyorsan önce işin sonunu hesaplamaya çalış derim.
not:iş güç yol olarak küçük farklarda olsa senin durmuna yakın birisiyim
acayip zevkli geçer
ama sonunda pişman olurmusun evet olursun bence.
cesaret lazım demişsin ya
işten o cesaret yoksunluğu sonunda pişman olacağını bilmenden gelmekte.
gezdin dolaştın ee sonra yine geldin buraya,
ne iş yapacaksın?
nasıl para kazanacaksın?
ne kadar birikimin olacak?
cesaret olayını çözmek istiyorsan önce işin sonunu hesaplamaya çalış derim.
not:iş güç yol olarak küçük farklarda olsa senin durmuna yakın birisiyim
0
kesınlıkle yapmalısın daha gencsın calısırsında ama bu fırsatı her zaman yakalayamassın.ama giderken mutlaka gunluk foto makıne kamera vee gittiğin yerlerden mutlaka kalıcı olucak bişiler almalısın ufak esyalar
iyi yolculuklar:)
iyi yolculuklar:)
0
Hepinize teşekkürler, yazdıklarınızdan dolayı. Hepinize temenni ve düşünceleriniz için tek tek yazmak isterdim. Teşekkürümü yeterli görün lütfen.
İçerisinden soru anlamı çıkardığım cevaplar;
@santiago nasar, yaş 20. Dediğim gibi kendi cevabım hazır. Cevap yazanları ailem gibi düşünüyorum, onlar ne der ki?
@Öneren arkadaşlar, günlük, blog, fotoğraf. :) Bunlar hayatımın son anlarında torunlarıma göstereceğim karneler olacak zaten. 2 daire yerine, beni bunlar hatırlatacak. Sırf bunun için bile insan mutlu oluyor. Sizlerle paylaşmak çok güzel olacak.
@seyduna6687, dostum; iş, para, çalışmak... Dediğim gibi, düşündüğüm şeyler bile değil. Olur dostum, olmaması için birşey olmayacak. Ama hayatımı, sırf kaybetmeyeyim diye düzenli işe adamak çok daha cesaret istiyor derim.
Benim pişmanlığım çevreme olur mu diye korkuyorum.
İçerisinden soru anlamı çıkardığım cevaplar;
@santiago nasar, yaş 20. Dediğim gibi kendi cevabım hazır. Cevap yazanları ailem gibi düşünüyorum, onlar ne der ki?
@Öneren arkadaşlar, günlük, blog, fotoğraf. :) Bunlar hayatımın son anlarında torunlarıma göstereceğim karneler olacak zaten. 2 daire yerine, beni bunlar hatırlatacak. Sırf bunun için bile insan mutlu oluyor. Sizlerle paylaşmak çok güzel olacak.
@seyduna6687, dostum; iş, para, çalışmak... Dediğim gibi, düşündüğüm şeyler bile değil. Olur dostum, olmaması için birşey olmayacak. Ama hayatımı, sırf kaybetmeyeyim diye düzenli işe adamak çok daha cesaret istiyor derim.
Benim pişmanlığım çevreme olur mu diye korkuyorum.
0
pişman olacağını hiç ama hiç sanmam.bunun bir benzerini 6,7 yıl sonra karavanla ben yapıyor olacağım.
0
50-60 yaşlarına geldiğinde hangini seçersen seç sonuçta pişmanlıkların olacak. hep aklın diğerinde kalacak. seçimini şuna göre yapman iyiliğine olur. 60 yaşına geldiğimde hangisini seçtiğimde/seçmediğimde ne tür pişmanlıklarım olur. şu anki hayatın sıkıcı ama maceraya atılmaya değecek mi?
0
www.baskaturlubirsey.com
Ayni isyerinde calistigim iki muhendis arkadasim yapti bunu. Iyi para kazandiklari islerini biraktilar ve 400 gun boyunca dunyayi dolastilar. Simdi geri donduler ve deneyimlerini paylasiyorlar. Asla pisman degiller. Ama is hayatindan da vazgecmemisler. Is bulursak calisacagiz tabi diyorlar.
Onemli olan cesaret. Ben de yapmak isterdim ama cesaret edemiyorum..
Ayni isyerinde calistigim iki muhendis arkadasim yapti bunu. Iyi para kazandiklari islerini biraktilar ve 400 gun boyunca dunyayi dolastilar. Simdi geri donduler ve deneyimlerini paylasiyorlar. Asla pisman degiller. Ama is hayatindan da vazgecmemisler. Is bulursak calisacagiz tabi diyorlar.
Onemli olan cesaret. Ben de yapmak isterdim ama cesaret edemiyorum..
0
merhaba, seninle tam olarak aynı düşünceleri paylaşıyorum. lisede de benim tek hayalim buydu ve bu yaz kısmen de olsa 25 günlük bir interrail yaparak bunu gerçekleştirmeye başladım. yolculuğa tek başıma çıkmak istedim ilk başta ama tam olarak cesaret de edemedim açıkçası ve birazcık daha tecrübeli bir arkadaşımla çıktım. yolculuk esnasında 2-3 kere ayrıldık ve farklı şehirler gezdik ve en keyif aldığım anlar yalnız başıma yolculuk ettiğim zamanlardı, çok fazla insanla tanıştım, çok değişik şeyler dinledim. döndüğümden beri aklım sürekli bir yerlere gitmekte hala.
işin en zor kısmı ise bu yolculuğu finanse etmek. ailem bu konuda pek arkamda durmadı açıkçası, ben pasaport ve vize masrafından tut aklına gelen diğer bütün harcamaları kendim para biriktirerek yaptım sadece babam söz verdiği üzere gidiş dönüş uçak bileti aldı. 4chan'de bu konuda dönen bir tartışmada ise, sürekli dünyayı gezen birisi, şunu önermiş: freelance işlerde çalışmak. önerdiği şeyler editörlük, bir dergide yazı yazmak veya kod yazmak vs. vs. ücretini dolar veya euro olarak aldığı için de gezdiği yerlerde büyük kolaylık oluyormuş ama bunu türkiye'de iş bularak yapmak oldukça zor olsa gerek.
üçüncü olaraksa ben yanımda götürmeme rağmen günlük tutmadığıma oldukça pişman oldum. iyi şanslar diliyorum sakın vazgeçme.
işin en zor kısmı ise bu yolculuğu finanse etmek. ailem bu konuda pek arkamda durmadı açıkçası, ben pasaport ve vize masrafından tut aklına gelen diğer bütün harcamaları kendim para biriktirerek yaptım sadece babam söz verdiği üzere gidiş dönüş uçak bileti aldı. 4chan'de bu konuda dönen bir tartışmada ise, sürekli dünyayı gezen birisi, şunu önermiş: freelance işlerde çalışmak. önerdiği şeyler editörlük, bir dergide yazı yazmak veya kod yazmak vs. vs. ücretini dolar veya euro olarak aldığı için de gezdiği yerlerde büyük kolaylık oluyormuş ama bunu türkiye'de iş bularak yapmak oldukça zor olsa gerek.
üçüncü olaraksa ben yanımda götürmeme rağmen günlük tutmadığıma oldukça pişman oldum. iyi şanslar diliyorum sakın vazgeçme.
0
ben dahil, bunu gerçekleştirip gerçekleştirmeme arasında kalan insanların en çok düşündükleri şey sanırım; döndüğümüzde elimizde hiçbir şey olmamasından korkmamız. malesef -özellikle türkiyede- gezginlikten kazanılan tecrübe, hayat görüşü; daha önceki iş yerinden alınmış iyi bir referanstan veya cvde gözüken bir sertifikadan daha önemli değil. ayrıca belli bir yaş hayata başlamak için çok geç algılanıyor, özellikle iş yerlerinde. ama mark amcanın şu sözünü akıldan çıkarmamak da gerek: "20 sene sonra; yaptığımız şeylerden değil, yapmadıklarımızdan pişman olacağız." o yüzden bana kalırsa bu işi her şeyi bir anda bırakıp çok uzun dönem gitmek olarak değil de, 1-2 sene çalışıp yarım sene veya 1 sene gezerek yapmak daha mantıklı. hem para birikir, hem de dönüşte yaşanacak "0'a 0 elde var 0" durumu en aza indirgemiş olunur. yani en azından benim kendim için kafamda şekillendirdiğim plan şimdilik bu.
0
gonul git der mantık kal.
gidersen pisman olacaksin gitmezsen gun gelecek burada da tatmin olmayinca gitmeliydim diye ahh cekeceksin.
yabanci dillerin nasil ingilizce cok iyi yaninda ispanyolca yada cince var mi ?
ailen gecimini sen olmadan gerceklestirebilir mi ?
iki sene sonra dondun is garantin var mi ?
kısa sureli izin al bir dene mesela Turki cumhuriyetlere git bakarsin bir haftada pisman olur donersin.
gidersen pisman olacaksin gitmezsen gun gelecek burada da tatmin olmayinca gitmeliydim diye ahh cekeceksin.
yabanci dillerin nasil ingilizce cok iyi yaninda ispanyolca yada cince var mi ?
ailen gecimini sen olmadan gerceklestirebilir mi ?
iki sene sonra dondun is garantin var mi ?
kısa sureli izin al bir dene mesela Turki cumhuriyetlere git bakarsin bir haftada pisman olur donersin.
0
@naksidil, evet. Şu an kendime gelmem adına böyle birşey gerekiyor.
@murqx, tebrik ederim. Kısa da olsa, böyle birşeyde en önemlisi ilk adımı atmak diye düşünüyorum. Sen ilk adımını atmışsın, devamını getirmen dileği ile.
@orange coffee, tamamen haklısın. Ülkemizde malesef bu tarz şeyler hem yapılmıyor; yapanlara da olumlu yaklaşılmıyor. Çalışma mevzuunda dediklerin doğru. Fakat işe bağlanmayacağımıza inanıyorsak belki uygulayabiliriz.
@Çuvaldızı, İngilizce dışında yabancı dilim yok. Ailemin geçim konusunda sıkıntısı yok, şu an da pek yarar sağladığımı söyleyemem. İş garantim yok ve evet, zaten birçok kişi için engel olan iş kısmını düşünmeyi çoktan geçtim.
@murqx, tebrik ederim. Kısa da olsa, böyle birşeyde en önemlisi ilk adımı atmak diye düşünüyorum. Sen ilk adımını atmışsın, devamını getirmen dileği ile.
@orange coffee, tamamen haklısın. Ülkemizde malesef bu tarz şeyler hem yapılmıyor; yapanlara da olumlu yaklaşılmıyor. Çalışma mevzuunda dediklerin doğru. Fakat işe bağlanmayacağımıza inanıyorsak belki uygulayabiliriz.
@Çuvaldızı, İngilizce dışında yabancı dilim yok. Ailemin geçim konusunda sıkıntısı yok, şu an da pek yarar sağladığımı söyleyemem. İş garantim yok ve evet, zaten birçok kişi için engel olan iş kısmını düşünmeyi çoktan geçtim.
0
bütün dünya bir anda gezilecek diye bişey yok..2 hafta izin al gez gel..seneye bi daha..
0
29ekim2011
deniz hava jandarma olarak askerlik yapaner kısa dönemyedek subaylaracemiliklerini nerde yapıyor? denizin acemi er eğitim komutanlıgı var mı?adam jandarma denızcı havacı olacagını hangı aşamada öğreniyor? taa en başta mı? süreç nasıl işliyor ?
deniz hava jandarma olarak askerlik yapan
er
kısa dönem
yedek subaylar
acemiliklerini nerde yapıyor? denizin acemi er eğitim komutanlıgı var mı?
adam jandarma denızcı havacı olacagını hangı aşamada öğreniyor? taa en başta mı? süreç nasıl işliyor ?
er
kısa dönem
yedek subaylar
acemiliklerini nerde yapıyor? denizin acemi er eğitim komutanlıgı var mı?
adam jandarma denızcı havacı olacagını hangı aşamada öğreniyor? taa en başta mı? süreç nasıl işliyor ?
0
Var hepsi var, sınav sonuçlarının açıklanacağı ekranda sınıf atamanıda o esnada öğreniyorsun. Yalnız Deniz acemi er eğitim komutanlığı diye bir şey yok Kara acemi er eğitim komutanlığı diye de bir şey yok.
0
jandarma, denizci, karacı, havacı olacağınız askere gitmeden önce belli oluyor.
kısa dönem ve yedek subaylarda sınav sonrası açıklanan sonuçlarda sınıfı yazar.
erlerde sülüs dedikleri kağıtta yazar.
yedek subaylarda sınıf okulları vardır, kısa dönem ve erlerde er eğitim merkezi vardır. şu entiriye bakın; (bkz: #9283199)
kısa dönem ve yedek subaylarda sınav sonrası açıklanan sonuçlarda sınıfı yazar.
erlerde sülüs dedikleri kağıtta yazar.
yedek subaylarda sınıf okulları vardır, kısa dönem ve erlerde er eğitim merkezi vardır. şu entiriye bakın; (bkz: #9283199)
0
anarsi yureklerde
Tükenmiş olarak döndünüz eve mesainizden. Bütün gün kafa patlatmışsınız ofiste oturmaktan sırtınız beliniz ağrımış.Ancak akşam vaktinizi okul, hobi, ek-iş vb. nedenlerle okuyarak, yazarak ya da araştırma yaparak geçirmeniz gerekiyor. Kısa sürede kafanızı nasıl boşaltıp çalışmaya başlarsınız, bunun i
Tükenmiş olarak döndünüz eve mesainizden. Bütün gün kafa patlatmışsınız ofiste oturmaktan sırtınız beliniz ağrımış.
Ancak akşam vaktinizi okul, hobi, ek-iş vb. nedenlerle okuyarak, yazarak ya da araştırma yaparak geçirmeniz gerekiyor.
Kısa sürede kafanızı nasıl boşaltıp çalışmaya başlarsınız, bunun için geliştirdiği bir yöntemi olan var mı?
meditasyon mu yapsak, namaz mı kılsak, om mu desek, var mı bir stratejisi olan?
not: film-dizi izlemek, oyun oynamak olmuyor çünkü zaten zaman kısıtlı ve bu aktiviteler çok vakit alıyor.
Ancak akşam vaktinizi okul, hobi, ek-iş vb. nedenlerle okuyarak, yazarak ya da araştırma yaparak geçirmeniz gerekiyor.
Kısa sürede kafanızı nasıl boşaltıp çalışmaya başlarsınız, bunun için geliştirdiği bir yöntemi olan var mı?
meditasyon mu yapsak, namaz mı kılsak, om mu desek, var mı bir stratejisi olan?
not: film-dizi izlemek, oyun oynamak olmuyor çünkü zaten zaman kısıtlı ve bu aktiviteler çok vakit alıyor.
0
temiz hava bulursan 20 dakika yürüyüş. kan deveranı artsın, beynine kan ve oksijen gitsin. yoksa, 15 dakika şekerleme, 10 dakika duş. alternatif: komik birisiyle yapılan 10 dakikalık bir telefon konuşması. alternatif: müzik enstrumanı ile uğraşmak, mümkün değilse en favori müziklerden dinlemek.
başka bi ipucu: ofisteki koltuğuna "back rest" al bi tane. bi de mouse'unun durduğu yer ergonomik mi ona bi bak. mouse'un, klavyen, monitörün abuzittin yerlerde duruyosa, o da sırt ve bel ağrısına sebep oluyo.
ayrıca ofiste 4-5 saatlik iki blok halinde oturma. 90 dakikada bir çık bi tur at, su içmeye, piyasa yapmaya, fotokopi çekmeye git. merdiven in çık filan.
başka bi ipucu: ofisteki koltuğuna "back rest" al bi tane. bi de mouse'unun durduğu yer ergonomik mi ona bi bak. mouse'un, klavyen, monitörün abuzittin yerlerde duruyosa, o da sırt ve bel ağrısına sebep oluyo.
ayrıca ofiste 4-5 saatlik iki blok halinde oturma. 90 dakikada bir çık bi tur at, su içmeye, piyasa yapmaya, fotokopi çekmeye git. merdiven in çık filan.
0
Bir salon sporunu hobi edinin. Ben şahsen öyle yapıyorum. Haftada 3 gün bir spor salonuna gidip ister body ister karate kickbox olsun biraz farklı meşgalelerle uğraşmak iyidir.
İşten yorgun gelmek bu sporları yapmaya engel değil, bilakis dahada zinde olmanıza yardımcı olur.
İşten yorgun gelmek bu sporları yapmaya engel değil, bilakis dahada zinde olmanıza yardımcı olur.
0
45 dak-1 saat şekerleme yapmak :) üstüne de bir kahve.
başka türlü kendime gelemiyorum ben.
başka türlü kendime gelemiyorum ben.
0
spor çözüm değil çünkü çok fazla vakit alıyor. Spora gidilen bir akşam başka bir şey yapmak mümkün olmuyor.
0
deki onlara! biz ikshemstırı çalışanlara şifa niyetine yarattık. onlar ki (izleyiciler) 10 dakika içinde kendilerini cennette bulanlardandır!
0
Gün boyu vücudunda bulunan elektrotları at,böylece elektrotların vücudunda bırakmış olduğu huzursuzluk ve gerginlik hali yani stresi ortadan kaldır.
Genel dolaşımındaki aksaklıkları gider böylece vücut dinçliğini geri kazan.
Vücudundaki lenf dolaşım sistemine ayar çek ve en yüksek seviyede çalıştır.
Bunları ABDEST alarak yapabilirsin sonrada NAMAZ kıl elde ettiğin enerji, pozitif düşünce ve huzurla günün geri kalanını en aktif şekilde geçirebilirsin artık sevgiler...
Genel dolaşımındaki aksaklıkları gider böylece vücut dinçliğini geri kazan.
Vücudundaki lenf dolaşım sistemine ayar çek ve en yüksek seviyede çalıştır.
Bunları ABDEST alarak yapabilirsin sonrada NAMAZ kıl elde ettiğin enerji, pozitif düşünce ve huzurla günün geri kalanını en aktif şekilde geçirebilirsin artık sevgiler...
0
anarsi yureklerde
Yabancı'yı ite kaka zorla bitirdim.Mutlu Ölüm'ün 100. sayfasındayım son 60 sayfayı 1 haftadır okuyamıyorum. Tutunamayanlar'ı defalarca denememe rağmen bitiremedim. Yeraltından Notlar'ı okudum yıllar önce ama ne anlattığını hatırlamadığım 3-5 kitaptan biri.Bu bir türlü bitmeyen kitapların sanırım ort
Yabancı'yı ite kaka zorla bitirdim.
Mutlu Ölüm'ün 100. sayfasındayım son 60 sayfayı 1 haftadır okuyamıyorum.
Tutunamayanlar'ı defalarca denememe rağmen bitiremedim.
Yeraltından Notlar'ı okudum yıllar önce ama ne anlattığını hatırlamadığım 3-5 kitaptan biri.
Bu bir türlü bitmeyen kitapların sanırım ortak noktası Varoluşçuluk.
Milyonlarca insanın hemfikir olarak bayıldığı kitapları sıradan depresyon öyküleri olarak görüyorum ve anlamsız buluyorum. Kaçırdığım nokta nedir sizce?
Mutlu Ölüm'ün 100. sayfasındayım son 60 sayfayı 1 haftadır okuyamıyorum.
Tutunamayanlar'ı defalarca denememe rağmen bitiremedim.
Yeraltından Notlar'ı okudum yıllar önce ama ne anlattığını hatırlamadığım 3-5 kitaptan biri.
Bu bir türlü bitmeyen kitapların sanırım ortak noktası Varoluşçuluk.
Milyonlarca insanın hemfikir olarak bayıldığı kitapları sıradan depresyon öyküleri olarak görüyorum ve anlamsız buluyorum. Kaçırdığım nokta nedir sizce?
0
bu kadar basit olmamalı gibi geliyor ama.
camus, dostoyevski, atay dönemlerine damga vurmuş yazarlar en nihayetinde.
camus, dostoyevski, atay dönemlerine damga vurmuş yazarlar en nihayetinde.
0
aslında milyonlarca insan bayılmıyor,
4-5 kişi farklı buluyor beğeniyor, bunlar da genelde yüksel entellektüel bilgiye sahip olduğu için çevresindeki insanlarda aynı şekilde davranıyor ve bu halka genişliyor.
kıral çıplak durumu yani.
tabii bu tutunamayanların kaliteli bir kitap olduğu gerçeğini etkilemez o ayrı.
4-5 kişi farklı buluyor beğeniyor, bunlar da genelde yüksel entellektüel bilgiye sahip olduğu için çevresindeki insanlarda aynı şekilde davranıyor ve bu halka genişliyor.
kıral çıplak durumu yani.
tabii bu tutunamayanların kaliteli bir kitap olduğu gerçeğini etkilemez o ayrı.
0
herkes varoluşçu meselelerden hazzedecek diye bir şart yok. size hitap etmiyorsa sizde ya da kitapta bir sorun olduğu anlamına gelmez. ben de polisiye, bilim kurgu, fantastik gibi türlerden hazzetmiyorum. bu onların değersiz olduğu anlamına gelmez. bana hitap etmiyor, o kadar. varoluşçu romanlar insan psikolojisi üzerine düşünmeye itiyor. psikoloji zaten ilgimi çeken bir konu. bu tür romanlar da doğal olarak bana hitap ediyor. bu kadar basit. allah kelamı değil bu kitaplar sonuçta. bu kitaplara karşı herhangi bir mecburiyetimiz/sorumluluğumuz yok
0
neysene
jacob-yakupmichael-mikailmaria-meryemadam(edım)-ademdavid-davudbu ilişkiye uyan diğer adlardan başka neler vardı?
jacob-yakup
michael-mikail
maria-meryem
adam(edım)-adem
david-davud
bu ilişkiye uyan diğer adlardan başka neler vardı?
michael-mikail
maria-meryem
adam(edım)-adem
david-davud
bu ilişkiye uyan diğer adlardan başka neler vardı?
0
(bkz: türkçe isimlerin ingilizce karşılıkları) geyik olanarı elemeniz lazım tabii =)
0
metehan01
Aklıma takıldı nedir açılımı?
Aklıma takıldı nedir açılımı?
0
Abdullah Öcalan’ın, 2005’te avukatları ile yaptığı görüşme notlarında, KKK (Koma Komelén Kürdistan/Kürdistan Halklar Konfederasyonu)’nın kurulması talimatını verdiği kayıtlıdır. Bunun üzerine KKK’nın kuruluşu 21 Mart 2005’te ilan edildi. Ancak, yine A.Öcalan’ın talimatı üzerine, 16-22 Mayıs 2007 tarihleri arasında Kandil’de yapılan Kongra-Gel beşinci genel kurulunda, dernek anlamına da gelen “komel” adı yerine, Kürtçe’de “cemaat, toplum, halk” anlamına gelen “civak” adı tercih edilmiş ve KKK’nın adı KCK (Koma Civakén Kurdistan/Kürdistan Halklar Konfederasyonu) şekline dönüştürülmüştür. PKK yayınlarında, Abdullah Öcalan “KCK önderi” olarak da anılmaktadır.
0
venegas
beat kuşağından kitapları merak ettim. hangi yazar hangi kitapla başlıyayım.
beat kuşağından kitapları merak ettim. hangi yazar hangi kitapla başlıyayım.
0
william s. burroughs & jack kerouac---and the hippos were boiled in their tanks
0
anarsi yureklerde
Fransız Filmi: Alice ou la dernière fugue (1977) - Alice or the Last EscapadeMetin Erksan Filmleri:Sevmek ZamanıMüthiş Bir Tren - tv filmi imiş bu, özellikle bunu arıyorum ama nah bulurum sanki.İndirme linki bulabileceğime zaten inanmıyorum ama dvd, cd, betamax, vhs ne varsa talibim.
Fransız Filmi: Alice ou la dernière fugue (1977) - Alice or the Last Escapade
Metin Erksan Filmleri:
Sevmek Zamanı
Müthiş Bir Tren - tv filmi imiş bu, özellikle bunu arıyorum ama nah bulurum sanki.
İndirme linki bulabileceğime zaten inanmıyorum ama dvd, cd, betamax, vhs ne varsa talibim.
Metin Erksan Filmleri:
Sevmek Zamanı
Müthiş Bir Tren - tv filmi imiş bu, özellikle bunu arıyorum ama nah bulurum sanki.
İndirme linki bulabileceğime zaten inanmıyorum ama dvd, cd, betamax, vhs ne varsa talibim.
0
sevmek zamanı'nın dvd sini www.kabalci.com.tr 2 veya 3 liraya mediamarketten almıştım, bir ihtimal hala vardır.
0
Torrent programınız yok mu?Sevmek zamanını buldum .Alice or the last escapade de var bitcomet indirip ordan da yazdığım iki filmi indirebilirisin :)
0
Ben geçenlerde Sevmek Zamanı'nı şu linkten sorunsuz indirdim.
filmindirt.org
filmindirt.org
0
sevmek zamanını audrey'in linkinden çetim, alice'i de torrentte buldum gerçekten. Ama Müthiş bir Tren'i bulamadım.
0
gargamel76
merhaba bu aralar belirsiz bir dönem geçiriyorum ve gerçekten hisseleri güçlü iyi bir falcı arayışı içindeyim
merhaba
bu aralar belirsiz bir dönem geçiriyorum ve gerçekten hisseleri güçlü iyi bir falcı arayışı içindeyim
bu aralar belirsiz bir dönem geçiriyorum ve gerçekten hisseleri güçlü iyi bir falcı arayışı içindeyim
0
kadıköy zodiac cafe. ezel mahlaslı falcı gayet iyi.
ayrıca özel olarak su falı bakıyor 100 tlye, su falı baktırmadım ama kahve ve tarotta normalin üzerinde bence.
çat çat konuştu valla.
ayrıca özel olarak su falı bakıyor 100 tlye, su falı baktırmadım ama kahve ve tarotta normalin üzerinde bence.
çat çat konuştu valla.
0
belirsiz bir dönem geçirdiğine inanıyorsan günde bi saat tempolu yürüyüşlere çık, kafanı topla, güvendiğin dostlarınla sohbet et. falcılara inanma.
0
bi niternet sitesi var. sorunu sor ve tek kart tarottan bir kart seç.
hiç yanılmadı.
dur adresi bulayım:
www.astroloji.us
edit: günde bi kart açın, yoksa hep aynı kart çıkar.
hiç yanılmadı.
dur adresi bulayım:
www.astroloji.us
edit: günde bi kart açın, yoksa hep aynı kart çıkar.
0
mahnita senin yüzünden moralim olt üst oldu bi kart açim dedim kılıç onlusu ölüm kartı çıktı hay allah :(
0
zxcvbnm
ne diyo bu torbalı'lı arkadışımız nmerak ettim. arabanın camına eşşek gibi yazmış bi de.
ne diyo bu torbalı'lı arkadışımız nmerak ettim. arabanın camına eşşek gibi yazmış bi de.
0
tam tersi :
her şeyi "fuck" hareket hazır içecek her şey bu
diye çıkıyor. acaba herşeyi siktiret içkileri al gel gibi bişey mi? :D
her şeyi "fuck" hareket hazır içecek her şey bu
diye çıkıyor. acaba herşeyi siktiret içkileri al gel gibi bişey mi? :D
0
"ben dangalağın tekiyim ve bunu bütün dünya ile paylaşmaktan keyif alıyorum"
diye okuyorum.
diye okuyorum.
0
Ne demek istediğini ancak o söyleyebilir. Çünkü söylemek istediği şeyi tam olarak yansıtamamış. :))
0
Hareket eden herşeyi sikeceğini ima ediyor. Herşeyi de içmeye hazır. Ama acıdım adama.
0
Heady Drink Everything derken Ready demek istemiş, ilk kelimede harf hatası olduğunu görüyoruz. Türkçe anlatmaya çalıştığı ise sanırım şu, "Her Şeyi İçmeye ve Hareket Eden Her Şeyi S*kmeye Hazır!" Gördüğüm en ilginç araç arkası yazısı bu arada, yazık...
0
rastgelebiri
Bir şey dikkatimi çekti:Bazı modertörler ''Sözlüğü bu kadar da ciddiye almayın, yazdıklarınız doğru olmak zorunda değil, iyi eğlenceler'' gibilerinden mesajlar verirken; bazıları ''sözlüğü ciddiye almama, çöp entry vs. '' gibi mesajlar veriyorlar. tamam format için ellerinden geleni yapıyorlar da bi
Bir şey dikkatimi çekti:
Bazı modertörler ''Sözlüğü bu kadar da ciddiye almayın, yazdıklarınız doğru olmak zorunda değil, iyi eğlenceler'' gibilerinden mesajlar verirken;
bazıları ''sözlüğü ciddiye almama, çöp entry vs. '' gibi mesajlar veriyorlar.
tamam format için ellerinden geleni yapıyorlar da bilemedim ben pek... ??
siz nasıl yaklaşıyorsunuz bu duruma?
Bazı modertörler ''Sözlüğü bu kadar da ciddiye almayın, yazdıklarınız doğru olmak zorunda değil, iyi eğlenceler'' gibilerinden mesajlar verirken;
bazıları ''sözlüğü ciddiye almama, çöp entry vs. '' gibi mesajlar veriyorlar.
tamam format için ellerinden geleni yapıyorlar da bilemedim ben pek... ??
siz nasıl yaklaşıyorsunuz bu duruma?
0
kocayusuf
hiç yurtdışında bulunmadım; ama tanıdığım birkaç turisti gözönüne alınca afrika, açlık, sefalet gibi konularda duygusuz yavşaklar olduğuna kanaat getirdim. acaba haklı mıyım?bide şu son somali ve deprem olaylarından sonra büyük şirketlerimizin, sanatçıların adeta birbribiyle yarışırcasına yardım etm
hiç yurtdışında bulunmadım; ama tanıdığım birkaç turisti gözönüne alınca afrika, açlık, sefalet gibi konularda duygusuz yavşaklar olduğuna kanaat getirdim. acaba haklı mıyım?
bide şu son somali ve deprem olaylarından sonra büyük şirketlerimizin, sanatçıların adeta birbribiyle yarışırcasına yardım etmesi gözlerimi yaşartıyor. acaba fazla mı abartıyorum yoksa yabancı ülkede olsaydı onlarda bu kadar kenetlenir miydi? sanki avrupalısı, arabı, amerikalısı böyle şeyleri umursamıyor gibime geliyor. hı?
bide şu son somali ve deprem olaylarından sonra büyük şirketlerimizin, sanatçıların adeta birbribiyle yarışırcasına yardım etmesi gözlerimi yaşartıyor. acaba fazla mı abartıyorum yoksa yabancı ülkede olsaydı onlarda bu kadar kenetlenir miydi? sanki avrupalısı, arabı, amerikalısı böyle şeyleri umursamıyor gibime geliyor. hı?
0
valla genel olarak yardım konusunda bir şey diyemem genelleme yapacak kadar bilgim yok ama daha önceki depremlerde bir dünya yardım yollamışlardı.
amerika'da filan kasırga sonrası bu güney eyaletler için baya sıkı kampanyalar hatırlıyorum.
amerika'da filan kasırga sonrası bu güney eyaletler için baya sıkı kampanyalar hatırlıyorum.
0
haksızsınız.
insan her yerde insan, güdüler her yerde aynı. bir çok açlığın ve sefaletin sorumlusu doğrudan ya da dolaylı zengin ülkeler (ABD, AB) olsa da yardım için en çok çabalayan vatandaşlar da genelde bu ülkelerden oluyor.
kafanızda milliyetlere, dinlere vs.. göre sınıflandırılmış bir iyi kötü kavramı varsa çok haksızsınız derim.
2004-5 gibi bir kasırga vardı, abd de en ücra yerlerde bile yardım toplanmıştı.
ne bileyim, 99 depreminde avrupalı bir çocuk haftalık harçlığını bağışlamıştı filan gibi milyon tane örnek bulunur.
insan her yerde insan, güdüler her yerde aynı. bir çok açlığın ve sefaletin sorumlusu doğrudan ya da dolaylı zengin ülkeler (ABD, AB) olsa da yardım için en çok çabalayan vatandaşlar da genelde bu ülkelerden oluyor.
kafanızda milliyetlere, dinlere vs.. göre sınıflandırılmış bir iyi kötü kavramı varsa çok haksızsınız derim.
2004-5 gibi bir kasırga vardı, abd de en ücra yerlerde bile yardım toplanmıştı.
ne bileyim, 99 depreminde avrupalı bir çocuk haftalık harçlığını bağışlamıştı filan gibi milyon tane örnek bulunur.
0
türkiyedeki insanlar nasilsa onlarda öyle temelde.
tek farki var kisiliklerine daha cok önem gösteriyorlar,mesela cok iyi arkadas olsanizda aranizda belli bir mesafe olabiliyor ülkesine bagli olarak.
ama onun disinda görüsler,yasamlar,dünyaya bakis acilari bizim halktan cok farkli degil.
simdi birileri yazcak ,yok soguklar söyle böyle evet dogru nispeten ama insani insan yapan tüm degerler heryerde ayni.
bizim ülkede sadece yapilan her sey cok göz önünde ,gösteris amacli yapiliyor.
tek farki var kisiliklerine daha cok önem gösteriyorlar,mesela cok iyi arkadas olsanizda aranizda belli bir mesafe olabiliyor ülkesine bagli olarak.
ama onun disinda görüsler,yasamlar,dünyaya bakis acilari bizim halktan cok farkli degil.
simdi birileri yazcak ,yok soguklar söyle böyle evet dogru nispeten ama insani insan yapan tüm degerler heryerde ayni.
bizim ülkede sadece yapilan her sey cok göz önünde ,gösteris amacli yapiliyor.
0
gundem.milliyet.com.tr
insani değerleri olan/olmayan insanlar her ülkede var.
size öyle denk gelmiştir.
bu tarz felaketleri yaşayan ülkeler daha duyarlıdır bu da gayet normal.
insani değerleri olan/olmayan insanlar her ülkede var.
size öyle denk gelmiştir.
bu tarz felaketleri yaşayan ülkeler daha duyarlıdır bu da gayet normal.
0
jakdaniyel
şimdi önce askerliğini yapmış sora pkkya katılıp dağa çıkmış olan insanların oranı nedir ya da medyaya yansıyan böle bi örnek olay var mıdır,bilen paylaşır mı?
şimdi önce askerliğini yapmış sora pkkya katılıp dağa çıkmış olan insanların oranı nedir ya da medyaya yansıyan böle bi örnek olay var mıdır,bilen paylaşır mı?
0
Ben askerdeyken bi asker arkadaşımız vardı, gayet normal, sorunsuz askerliğimizi yaptık beraber. Döndükten sonra baktım feysbukta, bdp'liymiş meğer. Böyle sayısız örnek vardır ama sayıyı bulmak namümkün.
0
anarsi yureklerde
Ağır Ceza Mahkemelerinde hakim olmak isteyen bir hukuk fakültesi mezununun geçeceği aşamalar nelerdir?22 yaşında mezun oldu. Okulu bitirince Hakimlik - Savcılık sınavlarını geçmesi gerektiğini biliyorum dahasını da bilemiyorum.Mesela bu sınava hazırlanırken arada avukatlık stajı filan da yapar di mi
Ağır Ceza Mahkemelerinde hakim olmak isteyen bir hukuk fakültesi mezununun geçeceği aşamalar nelerdir?
22 yaşında mezun oldu. Okulu bitirince Hakimlik - Savcılık sınavlarını geçmesi gerektiğini biliyorum dahasını da bilemiyorum.
Mesela bu sınava hazırlanırken arada avukatlık stajı filan da yapar di mi tedbirli biri ise?
Küçük bir hikaye için genç bir Ağır Ceza Hakimi karakterine ihtiyacım var, bu yüzden soruyorum.
22 yaşında mezun oldu. Okulu bitirince Hakimlik - Savcılık sınavlarını geçmesi gerektiğini biliyorum dahasını da bilemiyorum.
Mesela bu sınava hazırlanırken arada avukatlık stajı filan da yapar di mi tedbirli biri ise?
Küçük bir hikaye için genç bir Ağır Ceza Hakimi karakterine ihtiyacım var, bu yüzden soruyorum.
0
Sınavı geçer geçmez Ağır ceza hakimi olarak başlamaz başlayamaz..Meslekte tecrübe kazanması lazım..23-24 yaşında ağır ceza hakimi yapamazsın karakterini..
0
Dostum ''Bir Ceza Avukatının Anıları'' kitabını okursan bayağı bilgi edinirsin bu konularla ilgili.
Hukuk fakültesinden mezun olacak.
Hakimlik-savcılık sınavını kazanacak.
Stajını yapacak (2 yıl ama 1e düşürülecek çok yakında)
Bundan sonrası tamamen keyfi. HSYK canı isterse hakim yapar istemezse savcı. İstediği mahkemeye atayabilir. Adam ne yaparsa yapsın ağır ceza hakimi olamayabilir. Hiç ceza mahkemesi bile görmeyebilir.
En iyi ihtimalle Sulh Hukuk-Sulh Ceza-Asliye Ceza-Ağır ceza yolundan geçer ki bu da 15-20 yılını falan alır.
Yukarıda arkadaşın verdiği link seni yanıltmasın. Orada ağır ceza ''reisi'' diyor. Ağır ceza mahkemesi 3 hakimlidir. (üye-kıdemli üye-başkan) Başkan olmak için ağır cezada bayağı bir süre daha çalışmak lazım. Senin sorunun cevabı değil yani. 35 yaşında üye olunabilir, normaldir o.
Hukuk fakültesinden mezun olacak.
Hakimlik-savcılık sınavını kazanacak.
Stajını yapacak (2 yıl ama 1e düşürülecek çok yakında)
Bundan sonrası tamamen keyfi. HSYK canı isterse hakim yapar istemezse savcı. İstediği mahkemeye atayabilir. Adam ne yaparsa yapsın ağır ceza hakimi olamayabilir. Hiç ceza mahkemesi bile görmeyebilir.
En iyi ihtimalle Sulh Hukuk-Sulh Ceza-Asliye Ceza-Ağır ceza yolundan geçer ki bu da 15-20 yılını falan alır.
Yukarıda arkadaşın verdiği link seni yanıltmasın. Orada ağır ceza ''reisi'' diyor. Ağır ceza mahkemesi 3 hakimlidir. (üye-kıdemli üye-başkan) Başkan olmak için ağır cezada bayağı bir süre daha çalışmak lazım. Senin sorunun cevabı değil yani. 35 yaşında üye olunabilir, normaldir o.
0
Genç bir Ağır Ceza Üyesi olabilir; hakimlik ve savcılık stajını tamamladıktan sonra eğer "2. Bölge"de bulunan bir Adli Yargı ve Adalet Komisyonu'na kura çekerse büyük ihtimalle "Ağır Ceza Üyesi" olur hatta.
Zira Ağır CEza Mahkemeleri üç hakimli değil esasen dört hakimlidir. Bir tane de "yedek üye" bulunudur. Bu Yedek üye genelde en kıdemsiz üye olup, gerektiğinde dönüşümle de olsa duruşmalara çıkar, kararlardaki oy hakkı reisinkiyle eş değerdir.
Bu yüzden aşağıdaki linkte belirtile yerlerden 2. Bölge olup "Ağır Ceza Merkezi" yazan yerlerde 24-25 yaşlarında bir genç Ağır Ceza Hakimi'nin bulunması gayet olağandır, buna göre bir kurgu yapabilirsiniz;
www.yayin.adalet.gov.tr
Zira Ağır CEza Mahkemeleri üç hakimli değil esasen dört hakimlidir. Bir tane de "yedek üye" bulunudur. Bu Yedek üye genelde en kıdemsiz üye olup, gerektiğinde dönüşümle de olsa duruşmalara çıkar, kararlardaki oy hakkı reisinkiyle eş değerdir.
Bu yüzden aşağıdaki linkte belirtile yerlerden 2. Bölge olup "Ağır Ceza Merkezi" yazan yerlerde 24-25 yaşlarında bir genç Ağır Ceza Hakimi'nin bulunması gayet olağandır, buna göre bir kurgu yapabilirsiniz;
www.yayin.adalet.gov.tr
0
:
Sevgiliniz dekolte kiyafetler giydiginde ne hissediyorsunuz? Su siralar bu konu uzerinde tartisiyoruz, yasadigimiz ulke ve icindeki abazan mallar surusu malumunuz. Cok mu hassasim sizce?
Sevgiliniz dekolte kiyafetler giydiginde ne hissediyorsunuz? Su siralar bu konu uzerinde tartisiyoruz, yasadigimiz ulke ve icindeki abazan mallar surusu malumunuz. Cok mu hassasim sizce?
0
hacı sen de. herkes senin arkanı dönmeni bekliyormuş gibi yaşama. sevdiceğe güven ön plana çıkar bu noktada. hassasiyetini de belirtirsin uygun bir şekil.
0
"bu güzel karıyı ben sikiyorum, anladınız mı ulan! hah hah ha!" diye hissediyorum.
0
@noblenible,
Sevdicegime guvenim sonsuz, hatta su ana kadar hicbir insana guvenmedigim kadar guveniyorum. Kesinlikle teshirci birisi degil, oyle uc dekolteler de vermiyor zaten. Sorun bende zaten, yalnizca bu soruna ortak dostlar var mi mecliste onu yokluyordum. Ha bir de bu sorunun ustesinden gelmenin yollarini. Hassasiyetimi anlattim sevdicege, anlayamiyor ama tepki de gostermiyor, kafasi onde dinliyor ve ben kendime uzuluyorum aslinda :)
Sevdicegime guvenim sonsuz, hatta su ana kadar hicbir insana guvenmedigim kadar guveniyorum. Kesinlikle teshirci birisi degil, oyle uc dekolteler de vermiyor zaten. Sorun bende zaten, yalnizca bu soruna ortak dostlar var mi mecliste onu yokluyordum. Ha bir de bu sorunun ustesinden gelmenin yollarini. Hassasiyetimi anlattim sevdicege, anlayamiyor ama tepki de gostermiyor, kafasi onde dinliyor ve ben kendime uzuluyorum aslinda :)
0
nerede ne giyeceğini bilen bir sevgilim var çok şükür ama zaman zaman uyarabiliyorum. misal bir keresinde sultanbeyli'ne gidecektik ( ne işiniz vardı demeyin, devlet hastanesinde tanıdık doktor vardı rapor almaya gidiyorduk ) aman dedim tayt mayt giyeyim deme başımızı belaya sokma :D etrafta abazan var diye hatunu kısıtlamak doğru değil ama her mekanın, semtin, şehrin kaldıracağı da bir limit var, buna hassasiyet göstermek gerek diye düşünüyorum. boğaz'da yemeğe giderken, taksim'de konsere giderken ya da caddebostan sahilde içmeye giderken aynı etek boyu, aynı göğüs dekoltesi olmaz diye düşünüyorum. mühim olan giydiklerinin hatuna ve mekana yakışması, yoksa o bakmış, bu koklamış falan filan, bir yere varılmaz
0
nerede hangi ortamda giydiği önemli. düğündeyse falan normalde. abazan dolu işyerinde hergün giyiyorsa ve evrak düzenlerken eğilip önünü tutmuyorsa, sütyen rengini hergün herkes bilebiliyorsa giymemeli.
0
1- yaşını çok merak ettim
2- sevgilinden kazık yiyeceğin yönünde kuvvetli bir inancım var
3- dekolte, giyilir; frikik, verilir
4- madem öyle, hiç dekolte giymesin sizin için, oturmasına kalkmasına her zaman dikkat etsin. çok güzel olur o zaman. ama asla bir kadına bakılmasını engelleyemezsiniz. hanım hanımcık olması, ona bakanlar da ar oluşturabilir en fazla.
5- umarım 2 ve 3. kehanetim de yanılırım
6- yanılmazsam, "dediydi, beee, dediydii" dersiniz
EK: yazını, sorunu yani, şimdi gördüm. söyliyim:
sikmek sikilmek bir duygu değildir, istersen "sevişmek" de, gerçek budur genellikle.
bahsettiğin erkekler, bahsettiğin kıza, anladığım kadarıyla, sence, "şehvetle" bakıyorlar. bu durumda olaya cinsel yaklaşmamı anla.
2- sevgilinden kazık yiyeceğin yönünde kuvvetli bir inancım var
3- dekolte, giyilir; frikik, verilir
4- madem öyle, hiç dekolte giymesin sizin için, oturmasına kalkmasına her zaman dikkat etsin. çok güzel olur o zaman. ama asla bir kadına bakılmasını engelleyemezsiniz. hanım hanımcık olması, ona bakanlar da ar oluşturabilir en fazla.
5- umarım 2 ve 3. kehanetim de yanılırım
6- yanılmazsam, "dediydi, beee, dediydii" dersiniz
EK: yazını, sorunu yani, şimdi gördüm. söyliyim:
sikmek sikilmek bir duygu değildir, istersen "sevişmek" de, gerçek budur genellikle.
bahsettiğin erkekler, bahsettiğin kıza, anladığım kadarıyla, sence, "şehvetle" bakıyorlar. bu durumda olaya cinsel yaklaşmamı anla.
0
nerde giyeceğine bağlı, giyilecek ortamı kendisi biliyorsa sizin müdahalenize hiç gerek yok bile.
0
@alidesidero,
27 yasindayim, bahsettiginiz sikise sokusa odakli caglarimi coktan atlattim, derin bir sevgi icerisindeyim ve hickimseye guvenmedigim kadar guvendigim birisiyle birlikteyim. Soruya bakacak olursaniz "dekolte kiyafetler giydiginde" kismi dikkatinizi cekecektir. Ahkamsever bir yapiniz oldugunu verdiginiz yanitlardan anliyorum. Duyuru altindaki yazimdan da anlasilabilecegi uzere sevgilim dekolte kiyafetler giymesinin yanlis bir sey oldugunu soylemiyorum, problemin bende oldugunu kabul ederek bu duygu durumunun ustesinden ne sekilde gelebilirim bunun yanitini ariyorum.
27 yasindayim, bahsettiginiz sikise sokusa odakli caglarimi coktan atlattim, derin bir sevgi icerisindeyim ve hickimseye guvenmedigim kadar guvendigim birisiyle birlikteyim. Soruya bakacak olursaniz "dekolte kiyafetler giydiginde" kismi dikkatinizi cekecektir. Ahkamsever bir yapiniz oldugunu verdiginiz yanitlardan anliyorum. Duyuru altindaki yazimdan da anlasilabilecegi uzere sevgilim dekolte kiyafetler giymesinin yanlis bir sey oldugunu soylemiyorum, problemin bende oldugunu kabul ederek bu duygu durumunun ustesinden ne sekilde gelebilirim bunun yanitini ariyorum.
0
pardon ama nerde, nasıl, hangi ortama hangi kıyafet uygun v.b. konuların yetki mercii neden erkekler? bu kadınlar geri zekalı mı? beyinleri çalışmıyor mu? kendilerine laf atan olduğunda kendilerini savunmaktan acizler mi? hangi ortamda hangi kıyafeti, nasıl taşıayacaklarına karar veremeyecek kadar embesil mi bunlar? erkeklerin açlıklarına göre kılık kıyafet değiştirirlerse nerde bu kadınların hayatta ki duruşları? siz böyle olayların ve insanların yörüngesi olan biriyle mi olmak istiyorsunuz? siz daha tutucu bir yere giderken daha bol pantolon mu tercih ediyorsunuz? fatih semtine gitmeniz gerekirse çember sakal mı bırakacaksınız? pek çok küçük veya nispeten geri kalmış bölgelerimizde yaşanan tecavüzlerde ki mağdur kadınların, genç kızların kıyafetleri çok mu dekolte? içinde bu boyutta bir sapkınlığı, taciz ruhunu taşıyan adamı etek boyu engeller mi sanıyorsunuz? biz nereye kadar geri adım atacağız? ve neden biz atacağız? offf akşam akşam sinirim zıpladı...
0
dünyaya bugüne kadar milyarlarca kadın geldiğini ve çok önemli sayıda kadının sürekli dekolte kıyafet giydiğini ve onlara da bakıldığını dikkate alabilir, bakanın da bakılanın da bu dünyadan göçüp gittiğini farkedebilir, bakılanın "bakıldığıyla" bakanın da "baktığıyla" kaldığı durumların çok büyük bir yüzde olasılıkla yaşandığını dikkate alarak rahatlayabilirsiniz.
ferace ve yaşmak da kullandırtabilirsiniz sevgilinize
gerçekten bak
sizin için fazlasıyla örtünmeye razı olabilir
ama bu da çözüm olmaz
yani valla bence bol bol pratik, pek çok şey de olduğu gibi bu durumda da işe yarayabilir
sevgilinizle kalabalıklara karışıp durun
dekolteler içinde
alışınca geçer belki
sonuç olarak
olayı etraflıca ve uzun süre düşünmenizi
bir kanaate ve karara varmanız
bu kanaate ve karara uygun davranıp düşünmenizin çözüm getireceğine inanıyorum
yapacak başka da bir şey yok gibi
psikolog, psikaytr gibi acaipliklere para da yatırabilirsiniz tabii ki
ferace ve yaşmak da kullandırtabilirsiniz sevgilinize
gerçekten bak
sizin için fazlasıyla örtünmeye razı olabilir
ama bu da çözüm olmaz
yani valla bence bol bol pratik, pek çok şey de olduğu gibi bu durumda da işe yarayabilir
sevgilinizle kalabalıklara karışıp durun
dekolteler içinde
alışınca geçer belki
sonuç olarak
olayı etraflıca ve uzun süre düşünmenizi
bir kanaate ve karara varmanız
bu kanaate ve karara uygun davranıp düşünmenizin çözüm getireceğine inanıyorum
yapacak başka da bir şey yok gibi
psikolog, psikaytr gibi acaipliklere para da yatırabilirsiniz tabii ki
0
Bu insandan insana değişen bir konu. Kimsenin düşüncesini önemsememelisin. Yorumlardan da anladığın üzere yanındaki hatunun götünün görünmesinden zevk alan insanlar da var. Bu durumdan rahatsız oluyorsan, rahatsız oluyorsundur. Bu kadar basit. Bunun açıklamasını kendine bile yapmana gerek yok. Konunun güvenmekle, dekolte giymenin amacıyla falan da alakası yok. Sevgilinin yüksek ihtimalle teşhircilik gibi bir amacı yoktur. Sadece daha güzel göründüğünü düşünüyordur ve bu senin kendine çok yakıştığını düşündüğün gömleğini özel günlerinde giymenden çok da farklı değil.
Ne yapabilirsin? Sevgilinin verdiği tepkilerden anladığım kadarıyla "senin için" giyim tarzını değiştirmek istemiyor. Bunun devamının geleceğinden, onun tarzını/hayat biçimini değiştirmeye çalışacağından çekiniyor olabilir. Israr ters tepki verir. Eğer o da senin onu sevdiğin kadar seviyorsa bu şekilde giyinmesinin seni üzdüğünü bilmesi yeterli. Ona "dekolte giyme" deme. Giymen beni gece boyu rahatsız ediyor de. Dışarıda buluştuğunuzda kıyafetini görünce yüzünün düşmesi bile etkileyecektir. Ama sakın bu konu tartışmalara yol açmasın. İki taraf da üzülür. Daha önemlisi kendini bağnaz vs hissetme. Sen de normalsin, sevgilisinin vücuduna bakılmasından hoşlananlar da.
Ne yapabilirsin? Sevgilinin verdiği tepkilerden anladığım kadarıyla "senin için" giyim tarzını değiştirmek istemiyor. Bunun devamının geleceğinden, onun tarzını/hayat biçimini değiştirmeye çalışacağından çekiniyor olabilir. Israr ters tepki verir. Eğer o da senin onu sevdiğin kadar seviyorsa bu şekilde giyinmesinin seni üzdüğünü bilmesi yeterli. Ona "dekolte giyme" deme. Giymen beni gece boyu rahatsız ediyor de. Dışarıda buluştuğunuzda kıyafetini görünce yüzünün düşmesi bile etkileyecektir. Ama sakın bu konu tartışmalara yol açmasın. İki taraf da üzülür. Daha önemlisi kendini bağnaz vs hissetme. Sen de normalsin, sevgilisinin vücuduna bakılmasından hoşlananlar da.
0
@erci,
Yorumunuzun her kelimesini önemseyerek, özümseyerek okudum. Özenle ve dikkatle yazıldığı anlaşılıyor.
Yalnızca belirtmek istedim.
Teşekkürler.
Yorumunuzun her kelimesini önemseyerek, özümseyerek okudum. Özenle ve dikkatle yazıldığı anlaşılıyor.
Yalnızca belirtmek istedim.
Teşekkürler.
0
"Abazan mallar sürüsü"...
Tabirim icin kusuruma bakmayin. Gun icinde bastirmak durumunda kaldigimiz tepkiler sanal ortamda patlak verebiliyor, mazur gorunuz lutfen :)
@akalmor,
erci'nin onerisi duygusal tarafi agir basan, taraflarin birbirini bakislarindan anlayabilecek olgunluga eristigi iliskilerde gecerli olacaktir. Ote yandan derinligi zayif bir iliskide ozellikle erkek tarafinin uzulmesine sebep olacak durumlar yaratabilir elbette.
Yani anlayisli bir sevgili sizin bakislarinizdan cikarim yapar ve kendinden fazlaca odun vermemek kaydiyla davranislarini revize edebilir, yapabilir bunu. Yapamiyorsa da bu iliskinin omru kisadir.
Yani konusmak onemlidir, fakat diktator hissi yaratmamali karsi tarafta.
Tabirim icin kusuruma bakmayin. Gun icinde bastirmak durumunda kaldigimiz tepkiler sanal ortamda patlak verebiliyor, mazur gorunuz lutfen :)
@akalmor,
erci'nin onerisi duygusal tarafi agir basan, taraflarin birbirini bakislarindan anlayabilecek olgunluga eristigi iliskilerde gecerli olacaktir. Ote yandan derinligi zayif bir iliskide ozellikle erkek tarafinin uzulmesine sebep olacak durumlar yaratabilir elbette.
Yani anlayisli bir sevgili sizin bakislarinizdan cikarim yapar ve kendinden fazlaca odun vermemek kaydiyla davranislarini revize edebilir, yapabilir bunu. Yapamiyorsa da bu iliskinin omru kisadir.
Yani konusmak onemlidir, fakat diktator hissi yaratmamali karsi tarafta.
0
@akalmor: Benim düşünceme göre çift olmak karşılıklı anlayışı gerektirir. Benim yaptığım bir şey sevgilimi rahatsız ediyorsa onu rahatsız etmesi beni de rahatsız eder. Bu değiştirebileceğim bir şey ise değiştiririm. Değiştiremeyeceğim (Ten rengim) veya onun için değiştirmeyeceğim (Dinim) bir şey ise ve beni böyle kabul edemiyorsa zaten ayrılığın eli kulağındadır. Burada konuya sevgilinin giyimine karışmak olarak bakarsak zaten tartışmaya gerek yok. Sana ne lan! der konuyu kapatırız. Ama güzel bir ilişki yaşanırken taraflardan birinin rahatsız olduğu hassas bir konuyu ne şekilde çözüme ulaştırılacağı sorulduğuna göre bunun denenmiş yanlış yolları ve doğru olduğu düşünülen yolları belirtilerek yok yere kalplerin kırılması önlenebilir. Bu şekilde giyinmeyi seven ablamız sevdiği bu adamın rahatsız olduğunu ama kırmak da istemediğini, kıskandığını vs anlarsa artık o kıyafetleri giymekten eskisi kadar hoşlanmayabilir. Kimse kimse için hayatını değiştirmiş, istemediği şeyleri yapmış olmaz. Sevgilin istediği kadar sevgi sözcükleri, aşk mesajları atsın, çiçekler göndersin farketmez. Seni sevdiğini; sen rahatsız olma diye sigarasını içmek için yemeğini bitirmeni beklediğinde anlarsın.
@:Umarım faydası olur.
Saygılar, mutluluklar...
@:Umarım faydası olur.
Saygılar, mutluluklar...
0
oha!
konu amma uzamış...
ya arkadaş, ben sana şakayla karışık, sadri alışık tadında cevap verdim. şimdi sana kesin çözümü yazacağım:
1- ben de diyecektim ama yukarıda da demişler, ülkemiz abazan mallar sürüsünün yaşam alanı değildir. en modern bildiğin ülkelerde de bu konu pek farklı değildir. farklar vardır ama özünde hemen hemen aynıdır yani.
2- bir kadın, mesafeyi koyduktan sonra o çizgi aşılmaz, biz erkekler bunu genelde çok iyi anlarız. aşılırsa taciz ya da tecavüz olur ki e sen de bostan korkuluu diilsin bu durumda.
3- sen çok güzel bir aşk yaşıyorsun ve bunu anlıyorum. sarıldığın kadına âşıksın. ne güzel. zaten kıskanmanı gerektirecek bir durum yok ama sen artık yolda bakanları bile kıskanıyorsun
4- yapman gereken kesin çözüm şu:
Saçın yüzüne değse
Telini kıskanırım
Birine söz söylesen
Dilini kıskanırım
Kıskanırım seni ben
Kıskanırım kalbimden
Bu nasıl aşk allahım
Öleceğim derdimden
Sakın takma göğsüne
Gülünü kıskanırım
Seni saran kemerden
Belini kıskanırım
Deli ediyor beni
Gezinir her yerini
Okşadıkça her yerini
Elini kıskanırım
al dinle bi de zeki müren'den: www.izlesene.com
ben de kıskanırım ama seninki hassaslık diil, mallığa kaçıyor. kusura bakma... hassaslık güzeldir de anormallik diil. karı eve kapansa rahat edeceksen bunu da ona söyle ki zaten söylüyorsundur tahminime ama sadece bir his olarak, gerçekleşmesini arzuladıın bi durum olarak diil.
konu amma uzamış...
ya arkadaş, ben sana şakayla karışık, sadri alışık tadında cevap verdim. şimdi sana kesin çözümü yazacağım:
1- ben de diyecektim ama yukarıda da demişler, ülkemiz abazan mallar sürüsünün yaşam alanı değildir. en modern bildiğin ülkelerde de bu konu pek farklı değildir. farklar vardır ama özünde hemen hemen aynıdır yani.
2- bir kadın, mesafeyi koyduktan sonra o çizgi aşılmaz, biz erkekler bunu genelde çok iyi anlarız. aşılırsa taciz ya da tecavüz olur ki e sen de bostan korkuluu diilsin bu durumda.
3- sen çok güzel bir aşk yaşıyorsun ve bunu anlıyorum. sarıldığın kadına âşıksın. ne güzel. zaten kıskanmanı gerektirecek bir durum yok ama sen artık yolda bakanları bile kıskanıyorsun
4- yapman gereken kesin çözüm şu:
Saçın yüzüne değse
Telini kıskanırım
Birine söz söylesen
Dilini kıskanırım
Kıskanırım seni ben
Kıskanırım kalbimden
Bu nasıl aşk allahım
Öleceğim derdimden
Sakın takma göğsüne
Gülünü kıskanırım
Seni saran kemerden
Belini kıskanırım
Deli ediyor beni
Gezinir her yerini
Okşadıkça her yerini
Elini kıskanırım
al dinle bi de zeki müren'den: www.izlesene.com
ben de kıskanırım ama seninki hassaslık diil, mallığa kaçıyor. kusura bakma... hassaslık güzeldir de anormallik diil. karı eve kapansa rahat edeceksen bunu da ona söyle ki zaten söylüyorsundur tahminime ama sadece bir his olarak, gerçekleşmesini arzuladıın bi durum olarak diil.
0
Cevapları okumadım da, ben dekolte giymesini istemem, açık söyleyim giydirtmem de, zaten kendisi de giymez. bu kadar açık.
ha biri laf atarsa da anasını bellerim hiç acımam. ring dışında dövüşmek de ayrı bir heyecandır, idman yapmış oluruz.
ha biri laf atarsa da anasını bellerim hiç acımam. ring dışında dövüşmek de ayrı bir heyecandır, idman yapmış oluruz.
0
konuyla tam alakali degil belki farkli yere cekilecek konu ama maalesef surda bir fikir belirtmek istiyorum; adini 'abaza mal surusu' diye adlandirmak agir olsa da, turkiye'de cinsel aclik ceken bir cok insan var (burasi normal olabilir) ve bu insanlar ne yazikki cevrelerine rahatsizlik vermekten gocunmuyorlar (anormal kisim burasi). bunu gormek de cok zor degil; hazir bayramin 1. gunundeyiz; isterseniz sevgilinizi alip bi istiklale gider bu durumu gozlemleyebilirsiniz; ben gecen sene yapmak zorunda kaldim ordan biliyorum.
Amacim bu insanlari hor gormek degil; ne yazikki bu konuda hala alt seviyelerdeyiz; adam guzel gordum mu, bacak meme gordum mu bakarim diyor, yaninda sevgilisi olsun olmasin farketmiyor adam icin. Oh ne ala memleket... Ayrica yine sevgilimle beraber gittim gordum; eger akliniza 'en modern memleket' tanimiyla benim aklima gelen ulkeler geliyorsa, bu durum orada ayni degil emin olabilirsiniz.
Amacim bu insanlari hor gormek degil; ne yazikki bu konuda hala alt seviyelerdeyiz; adam guzel gordum mu, bacak meme gordum mu bakarim diyor, yaninda sevgilisi olsun olmasin farketmiyor adam icin. Oh ne ala memleket... Ayrica yine sevgilimle beraber gittim gordum; eger akliniza 'en modern memleket' tanimiyla benim aklima gelen ulkeler geliyorsa, bu durum orada ayni degil emin olabilirsiniz.
0
sevdiceğiniz sonradan sonraya mı dekolte giyinmeye başladı? insanların alıştıkları bir giyim tarzı, bir stilleri var. bilmiyorum farkında mısınız ama karşınızdaki de bir birey. ben de dekoltesi olan kıyafetler, mini etekler elbiseler giyiyorum ama amacım "bacağımı açayım da tüm zavallı abazanlar bana baksın." falan değil. bir kıyafeti beğendiysem, kendime yakıştırdıysam giyerim ve benden başka kimseye de bu konuda laf düşmez. olur da sevgilim "bu kiyafeti giymen beni gece boyu rahatsız ediyor." der, dışarıda buluştuğumuzda kıyafetimi görünce yüzü düşerse orada durur düşünürüm acaba biz gerçekten de uyumlu bir çift miyiz diye. çünkü arada ciddi sosyo-kültürel farklılıklar var ve benim sevgilim sırf (bana güvenmediği için) kıskanıyor diye kendi duruşumu değiştirmektense sevgilimi değiştirmeyi tercih ederim.
siz ısrarla bu tavrınızı sürdürürseniz; kız da sırf ilişkiniz bozulmasın diye sizin yanınızda sizin istediğiniz gibi, arkadaşlarının yanında kendi istediği gibi giyinir. yani sevgilinizi iki yüzlülüğe itmiş olursunuz.
diğer yandan bilmiyorum sevgilinizin arabası var mı ama mesela ben eğer bir yere arabayla gitmiyorsam mini etek veya fazla dekolteli kıyafetler giymiyorum ya da yanıma şal alıyorum abazan bakışlardan ve sözlü tacizlerden korunmak için. toplu taşıma araçlarını kullanıyorsa yanına şal alabilir. arabası varsa zaten sorun olmaz, kapılarını kilitler istediği yere istediği kıyafetle gider. arabası yoksa da bir centilmen olarak evine bırakabilirsiniz, böylece kimse de taciz etmez. ikiniz de rahat edersiniz; hem o istediği gibi giyinmiş olur hem de siz gönül rahatlığıyla evinize dönersiniz.
siz ısrarla bu tavrınızı sürdürürseniz; kız da sırf ilişkiniz bozulmasın diye sizin yanınızda sizin istediğiniz gibi, arkadaşlarının yanında kendi istediği gibi giyinir. yani sevgilinizi iki yüzlülüğe itmiş olursunuz.
diğer yandan bilmiyorum sevgilinizin arabası var mı ama mesela ben eğer bir yere arabayla gitmiyorsam mini etek veya fazla dekolteli kıyafetler giymiyorum ya da yanıma şal alıyorum abazan bakışlardan ve sözlü tacizlerden korunmak için. toplu taşıma araçlarını kullanıyorsa yanına şal alabilir. arabası varsa zaten sorun olmaz, kapılarını kilitler istediği yere istediği kıyafetle gider. arabası yoksa da bir centilmen olarak evine bırakabilirsiniz, böylece kimse de taciz etmez. ikiniz de rahat edersiniz; hem o istediği gibi giyinmiş olur hem de siz gönül rahatlığıyla evinize dönersiniz.
0
Konu dışına çıkmak istemem ama bir türlü anlamadığım birşeyden bahsettin @kayranın kedisi. Sadece sen değil herkes kıskanmak eyleminden bahsederken konunun eksenini güvenmekten geçiriyor. Güvenmek le kıskanmak bırak ekseni, teğeti birbirinin yakınından bile geçmeyen 2 konu. insan güvenmediğini kıskanmaz. insanlar baştan bu yanlışa girince kıyafet gibi konularda anlaşma baştan tıkanıyor. Evet birini kıskanmanın güvenle yakından uzaktan alakası yoktur. Direk sevmekle daha doğrusu sahiplenmekle alakası vardır. (bkz: Zeki Müren) insan çocuğunu çok çok sevdiği için öğretmeninden bile kıskanabilir. Bunun "bir gün beni bırakır da öğretmenine gider" korkusuyla alakalı olmadığını tahmin edersiniz. ya da aynı oğlunu, oğlunun eşinden kıskanabilir. Hiçbir erkeğin güvenmediği sevgilisini kıskanacağını tahmin edemiyorum. Sahiplenmekten bahsedince açılacak konuları çok iyi biliyorum. "Tapusunu mu aldın kardeşim?", "Kimse kimseye ait değildir" evet ustaların yazdığı şiirler çok güzel ama gerçek duygular böyle değil. Aşık olduğunda istesen de istemesen de feci sahipleniyorsun. O'nun tüm dertlerini, sıkıntılarını, hastalığını, işyerindeki müdürüne kızgınlığını sahipleniyorsun, ortak oluyorsun. Gün gelip ayrıldığında başkasıyla görmeye dayanamamanın en büyük sebebi de bu sahiplenme duygusudur. Yok umrunda olmuyorsa zaten "fazla" sahiplenmemişsin demektir. Bu kadar çok tekrarlayınca kelime anlamını yitirdi :) Bakışlardan rahatsız olmanın temelinde de bu yatar. İstersin ki o sarıldığın kişi "daha" sana ait olsun. O çatalın güzelliğini bir ben bileyim. Kadınların da, erkeklerin de asla anlayamayacağı şeyler var kabul edelim. karşı tarafı anlayamadığımız noktada onu mutlu etmek bizi de mutlu ediyorsa buna "değiştirmeye çalışmak" denilemez.
Ben sevgilimin benim rahatsızlığımdan dolayı sigarayı bırakmasını hayatım boyunca sürekli aklıma gelecek ve ona tekrar tekrar aşık olmamı sağlayacak bir fedakarlık olarak görüyorum. Siz ise bir karaktersizin adam için kendi değiştirmesi olarak.
Ben sevgilimin benim rahatsızlığımdan dolayı sigarayı bırakmasını hayatım boyunca sürekli aklıma gelecek ve ona tekrar tekrar aşık olmamı sağlayacak bir fedakarlık olarak görüyorum. Siz ise bir karaktersizin adam için kendi değiştirmesi olarak.
0
caille
çaylak ile onay bekleyen çaylak arasındaki fark nedir? 10 entry onaylandıktan sonra onay bekleyen çaylaktan çaylağa mı geçiliyor? onay bekleyen çaylakların yararlanamayıp çaylakların yararlandığı sözlük fasilitesi gibi şeyler var mı?
çaylak ile onay bekleyen çaylak arasındaki fark nedir? 10 entry onaylandıktan sonra onay bekleyen çaylaktan çaylağa mı geçiliyor? onay bekleyen çaylakların yararlanamayıp çaylakların yararlandığı sözlük fasilitesi gibi şeyler var mı?
0
önce çaylaksınız. 10 entry yazdığınızda sıraya geçiyorsunuz yani onay bekleyen çaylak oluyorsunuz.
0
tuyra
ey atinalılar, ister yaratıcı, ister doğa, ister insanlar tarafından olsun; kötülük yapmak insana verilmiş bir hak mıdır? eğer öyleyse bu hak insanın elinden alındığında bu bir ceza mıdır?
ey atinalılar,
ister yaratıcı, ister doğa, ister insanlar tarafından olsun; kötülük yapmak insana verilmiş bir hak mıdır? eğer öyleyse bu hak insanın elinden alındığında bu bir ceza mıdır?
ister yaratıcı, ister doğa, ister insanlar tarafından olsun; kötülük yapmak insana verilmiş bir hak mıdır? eğer öyleyse bu hak insanın elinden alındığında bu bir ceza mıdır?
0
kötülük kime göre neye göre?
amaç ne?
inanç tarafından tanınmışsa başka, doğa açısından bakınca başka, insani değerlen açısından bakınca başka cevapları var bu sorunun.
hiç bir şey doğru değildir, her şey serbesttir. ister adam öldürün, ister çocuklara tecavüz edin, sonuçlarına katlanabildiğiniz müddetçe (mesela öldürülmek gibi) her şeyi yapmakta özgürsünüz.
amaç ne?
inanç tarafından tanınmışsa başka, doğa açısından bakınca başka, insani değerlen açısından bakınca başka cevapları var bu sorunun.
hiç bir şey doğru değildir, her şey serbesttir. ister adam öldürün, ister çocuklara tecavüz edin, sonuçlarına katlanabildiğiniz müddetçe (mesela öldürülmek gibi) her şeyi yapmakta özgürsünüz.
0
doğanın kötülük yapması ne demektir.
çok yağmur yağarsa, sel olur, sel önündeki evleri yıkar, insanlar ölür.
bu kötülük müdür.
hayır.
insan aç kalınca, başkasını öldürme hakkına kavuşur mu?
kendi hayatım için gerekiyorsa, evet öldürürüm.
bu kötülük müdür?
hukuk, sosyal devlet anlayışı vb. bunları çözmeye çalışıyor zati.
ilkel dönemlerde normal olan bu hak çok uzun zaman önce, insanın elinden alınmış durumda.
insan, kendini daha iyi koruyabilmek için, o ilkel haklarından feragat edip, daha üst bir otoriteye boyun eğmiştir. aksi haldei en güçlü olanın borusunun öttüğü bir dünyada yaşıyor olurduk.
orman kanunları yani..
(bkz: jean jacques rousseau)
(bkz: toplumsal sözleşme)
çok yağmur yağarsa, sel olur, sel önündeki evleri yıkar, insanlar ölür.
bu kötülük müdür.
hayır.
insan aç kalınca, başkasını öldürme hakkına kavuşur mu?
kendi hayatım için gerekiyorsa, evet öldürürüm.
bu kötülük müdür?
hukuk, sosyal devlet anlayışı vb. bunları çözmeye çalışıyor zati.
ilkel dönemlerde normal olan bu hak çok uzun zaman önce, insanın elinden alınmış durumda.
insan, kendini daha iyi koruyabilmek için, o ilkel haklarından feragat edip, daha üst bir otoriteye boyun eğmiştir. aksi haldei en güçlü olanın borusunun öttüğü bir dünyada yaşıyor olurduk.
orman kanunları yani..
(bkz: jean jacques rousseau)
(bkz: toplumsal sözleşme)
0
tüm toplum ve inanç sistemlerince kabul edilmiş kötülerden bahsediyorum. hırsızlık, adaletsizlik vs. örneğin aç kalan birisi hırsızlık yapar, toplum ona bu hakkı vermiş olur mu? hırsızlık yapma hakkını da bi şekilde elinden aldığını düşünürsek bu ceza mıdır? en basitinden bi örnek.
0
@anonimyususer; kötülük yapma hakkının bireyin elinden alınması ceza mıdır, bu konuda ne düşünüyorsun? hiç kötülük yapmamış birinin, bu hakkının bir şekilde(metafiziksel,biyolojik,teknolojik vs.) elinden alındığını düşünelim.
0
sizin kastetdiğiniz bağlamda değerlendirirsek insanı bir bakış açısıyla; kötülük yapma hakkı doğrudan sahip olunulan bir hak değil. ancak belirli koşullar oluşursa doğan bir hak. dolayısıyla o koşullara maruz kalmamış insanın böyle bir hakkı olmaz. bu nedenle de kötülük yapma hakkının elinden alınmış olması diye bir durum da söz konusu olamaz.
0
iss
yardım!!!
yardım!!!
0
Bu nasıl soru yahu? Sadece su mu, yoksa başka bir sıvı da mı içemiyorsun? Tadı mı bozuk geliyor? Başka bir şey mi var?
Bence ne olursa olsun psikolojik problemin ama...
Bence ne olursa olsun psikolojik problemin ama...
0
sağlığın için su içmen gerekiyor her insan gibi ama bi şekilde tüketemiyosun miden bulanıo ya da unutuosun gbi ele alıyorum. limn damlatarak içmeyi dene, bazı mekanlarda servis edildiği gibi ince yeşil elma dilimi koyarak dene. aramonası ve kokusu değişir. içmeyi unutuosan da benim gibi saat başı kuralı koy..
0
ben de içemiyorum. limonlu sodalari var akminanın, onlari deneyebilirsin. meyve suyu ya da çay içebilirsin.
0
suyun içine limon dilimleri, salatalık filan doğrayın bekletip için, küçük sürprizler yapın, şaşırtın kendinizi
0
Neden su içemediğini yazmamışsın. Bence bol bol tatlı ve çikolata ye. Susadığın için her hâlükârda su içeceksin. Bu çözüm oldu mu ki?
0
fotrsapka
Bir dizi bölümü arıyorum, herhangi bir diziden olabilir. Seinfeld, Simpsons, How I Met Your Mother, House.. Önemli olan içinde iki grubu temsil eden insanların arasında geçen bir çatışma (sözlü veya fiziksel farketmez) geçmesi. Mesela bir beyaz bir siyah insan ırkçılıkla ilgili bir konuda tartışıyor
Bir dizi bölümü arıyorum, herhangi bir diziden olabilir. Seinfeld, Simpsons, How I Met Your Mother, House.. Önemli olan içinde iki grubu temsil eden insanların arasında geçen bir çatışma (sözlü veya fiziksel farketmez) geçmesi. Mesela bir beyaz bir siyah insan ırkçılıkla ilgili bir konuda tartışıyor olabilirler, iki farklı futbol takımın taraftarı kavga ediyor olabilir vesaire.. Çok geniş biliyorum ama ben de tam bu yüzden bulamadım. Belki birilerinin aklına birşeyler gelir.
0
ille tek bölüm aramiyorsan: OZ.. istisnasız her bölüm gruplar arası çatışma var..
0
hemen hemen tüm southpark bölümlerinde bulabilirsin, hepsi de olabilir.
kızıllık, şişimanlık, yahudilik, cumhuriyetçilik/demokratlık, tarikatlar....
kızıllık, şişimanlık, yahudilik, cumhuriyetçilik/demokratlık, tarikatlar....
0
sons of anarchy'de her bölümde farklı çetelerde gerek silahlı, gerek sözlü çatışma var.
0
Coupling + Seinfeld. Bir iki bölüm seyretsen cevabını bulursun. Her bölüm malzeme.
Seinfeld için... ara bakalım:
www.sonypictures.com
Seinfeld için... ara bakalım:
www.sonypictures.com
0
burbat
çok alakasız bir arkadaşın abd'deki kız arkadaşı beni beğenip eklemişti(harbi lan yalan değil). neyse çok alakasız ama kızı hayatımda hiç görmedim daha. bugün de can sıkıntısından bunun arkadaşlarına bakıyordum ve arkadaşlarının birinin arkadaş listesinde gözüme biri takıldı. açtım baktım ve bir de
çok alakasız bir arkadaşın abd'deki kız arkadaşı beni beğenip eklemişti(harbi lan yalan değil). neyse çok alakasız ama kızı hayatımda hiç görmedim daha. bugün de can sıkıntısından bunun arkadaşlarına bakıyordum ve arkadaşlarının birinin arkadaş listesinde gözüme biri takıldı. açtım baktım ve bir de ne göreyim, mezun olduğum liseden bir kız. önce inanamadım, hemen lisedeki kızın sayfasına baktım, meğer kız da abd'ye gitmiş üniversite için. ve bu kadar alakasız iki insanın ortak arkadaşlarıyım. çok acayip lan.
dünya o kadar da büyük değilmiş. hadi bu kıyağımı da unutmayın bu bilgiyi herkese vermem öyle.
yalnız şimdi bu lisedeki kıza desem de gelirken yanında benim hatunu da getirse, değil mi?
hala şaşkınlık içindeyim, çok acayip valla.
dünya o kadar da büyük değilmiş. hadi bu kıyağımı da unutmayın bu bilgiyi herkese vermem öyle.
yalnız şimdi bu lisedeki kıza desem de gelirken yanında benim hatunu da getirse, değil mi?
hala şaşkınlık içindeyim, çok acayip valla.
0
değil.
yani olabilir de olmaz.
kız durduk yere o kadar yol gelmez sadece beğendiyse. senin ayarında yüzlercesi vardır orada. bence tabi.
yani olabilir de olmaz.
kız durduk yere o kadar yol gelmez sadece beğendiyse. senin ayarında yüzlercesi vardır orada. bence tabi.
0
Biraz geyik bir tez vardı şimdi tam hatırlayamıyorum ama dünya üzerinde çok alakasız iki kişinin arasında 6 basamakta bağ kurulabileceğini öngörüyordu.
yani; ali-djemba djemba için
ali>ayşe
ayşe>jonathan
jonathan>joe
joe>jamal
jamal>djemba djemba
gibi. Dünya küçük vesselam.
Edit: kurukafa erken davranmış.
yani; ali-djemba djemba için
ali>ayşe
ayşe>jonathan
jonathan>joe
joe>jamal
jamal>djemba djemba
gibi. Dünya küçük vesselam.
Edit: kurukafa erken davranmış.
0
ben sana daha garibini anlatayım;
üniversitedeyken yazın workandtravel ayağına abd'ye gittim. orada bir türk kızla tanıştım. istanbula döndük, buluştuk, başka kızlar da getirdi yanında.
aradan 4 yıl geçti konyaya askere gittim. orada 100 küsür kişilik bölükte yanımda yatan adam ile o kızın yakın arkadaş olduklarını öğrendim. o buluşmaya gelen kızlardan biri de asker arkadaşımın o anki sevgilisiydi.
üniversitedeyken yazın workandtravel ayağına abd'ye gittim. orada bir türk kızla tanıştım. istanbula döndük, buluştuk, başka kızlar da getirdi yanında.
aradan 4 yıl geçti konyaya askere gittim. orada 100 küsür kişilik bölükte yanımda yatan adam ile o kızın yakın arkadaş olduklarını öğrendim. o buluşmaya gelen kızlardan biri de asker arkadaşımın o anki sevgilisiydi.
0
ben de söylemezsem çatlarım.
1992'de kardeşime yurtdışından bir saat aldım--alengirli.
92 yazında çalındı.
94'te üniversitede bir kızla tanıştı, kızın kolunda bu saat (alengirli dedik ya, tanıdı)
nerden diye sorunca, x'in hediyesi demiş. x de, kardeşimin yazlıktan tanıdığı.
X'i buldu, o saat ablamın hediyesi hatırası vardı dedi--önce kıza başka saat almasını sağladı, sonra durumu anlattırdı ve benim hediyem olan kendi saatini de geri aldı.
1992'de kardeşime yurtdışından bir saat aldım--alengirli.
92 yazında çalındı.
94'te üniversitede bir kızla tanıştı, kızın kolunda bu saat (alengirli dedik ya, tanıdı)
nerden diye sorunca, x'in hediyesi demiş. x de, kardeşimin yazlıktan tanıdığı.
X'i buldu, o saat ablamın hediyesi hatırası vardı dedi--önce kıza başka saat almasını sağladı, sonra durumu anlattırdı ve benim hediyem olan kendi saatini de geri aldı.
0
novusordoseclerum
Selamlar,Supernatural 4. sezon 22. bölümde en başta çalan şarkının nedir acaba?:D
Selamlar,
Supernatural 4. sezon 22. bölümde en başta çalan şarkının nedir acaba?:D
Supernatural 4. sezon 22. bölümde en başta çalan şarkının nedir acaba?:D
0
sert yerden yavas
selam film uzmanları. bi film vardı eski bi film de çok eski değil. anlatayım ufaktan ufaktan filmi.bi hatun ve bi erkek var bunlar evlenicek. işte evlenmelerine az bi süre kalmış bunlar işte dışarıda geziyorlar bi kır gibi bi yere gidiyolar piknik falan da olabilir. neyse köpekleri var bi de bunlar
selam film uzmanları.
bi film vardı eski bi film de çok eski değil. anlatayım ufaktan ufaktan filmi.
bi hatun ve bi erkek var bunlar evlenicek. işte evlenmelerine az bi süre kalmış bunlar işte dışarıda geziyorlar bi kır gibi bi yere gidiyolar piknik falan da olabilir. neyse köpekleri var bi de bunların köpekleri bi an koşuyo bi köprünün altına gidiyo bunlarda köpeğin peşinden gidiyor. köpeği tinerciler almışlar işte bağlamışlar tam hatırlamıyorum burayı, bunlar o tinercilerden/sarhoşlardan. her neyse köpeği istiyolar, bunlar para falan istiyo bunlardan, bu da para veriyo işte sonra gel köpeğini al diyolar adama, adam gidiyo köpeği almaya bunlar dövüyolar adamla kadını, kadının kafasını falan yere vuruyolar hastanelik ediyolar, neyse bunları birileri hastaneye kaldırıyo. adam ölmüş karı yaşıyo falan. ağzı yüzü şiş içinde hastaneden çıkıyodu kadın enteresan çok güzel filmdi. bilen var mı be? aylardır arıyorum bu filmi.
bi film vardı eski bi film de çok eski değil. anlatayım ufaktan ufaktan filmi.
bi hatun ve bi erkek var bunlar evlenicek. işte evlenmelerine az bi süre kalmış bunlar işte dışarıda geziyorlar bi kır gibi bi yere gidiyolar piknik falan da olabilir. neyse köpekleri var bi de bunların köpekleri bi an koşuyo bi köprünün altına gidiyo bunlarda köpeğin peşinden gidiyor. köpeği tinerciler almışlar işte bağlamışlar tam hatırlamıyorum burayı, bunlar o tinercilerden/sarhoşlardan. her neyse köpeği istiyolar, bunlar para falan istiyo bunlardan, bu da para veriyo işte sonra gel köpeğini al diyolar adama, adam gidiyo köpeği almaya bunlar dövüyolar adamla kadını, kadının kafasını falan yere vuruyolar hastanelik ediyolar, neyse bunları birileri hastaneye kaldırıyo. adam ölmüş karı yaşıyo falan. ağzı yüzü şiş içinde hastaneden çıkıyodu kadın enteresan çok güzel filmdi. bilen var mı be? aylardır arıyorum bu filmi.
0
gijilti
bir gmail adresim vardı. beş altı ay kadar kullanamdım, hiç giriş yapamadım. sonra girmeye çalıştım ama şifreyi unuttuğumdan bir daha giremedim. şifremi tekrar bulamadım da.tekrar hatıladığım kadarıyla şifremi girmeyi denedim ama google dedi ki: this address does not exist. ben de o adrese mail attı
bir gmail adresim vardı. beş altı ay kadar kullanamdım, hiç giriş yapamadım. sonra girmeye çalıştım ama şifreyi unuttuğumdan bir daha giremedim. şifremi tekrar bulamadım da.
tekrar hatıladığım kadarıyla şifremi girmeyi denedim ama google dedi ki: this address does not exist. ben de o adrese mail attım, gerçekten mail de gitmiyor, yok uyarısı geliyor. tamam, madem o adres yok ben de o adresle kaydolmayı deniyorum, bu sefer de diyor ki bu adresi alamazsın.
a. google adrsimi neden sildi acaba? bu serviste mail.e bir süre girmeyince silme gibi bir şey var mıydı?
b. madem silinik bu adresi tekrar almama neden izin vermiyor, kullanan başkası yoksa?
tekrar hatıladığım kadarıyla şifremi girmeyi denedim ama google dedi ki: this address does not exist. ben de o adrese mail attım, gerçekten mail de gitmiyor, yok uyarısı geliyor. tamam, madem o adres yok ben de o adresle kaydolmayı deniyorum, bu sefer de diyor ki bu adresi alamazsın.
a. google adrsimi neden sildi acaba? bu serviste mail.e bir süre girmeyince silme gibi bir şey var mıydı?
b. madem silinik bu adresi tekrar almama neden izin vermiyor, kullanan başkası yoksa?
0
anarsi yureklerde
kararlar alırken, seçimler yaparken, kritik değerlendirmelerde hep objektif olabilen, olacakları öngördüğünde, olaylar canını sıkacak olsa da bunu sakince kabullenen insanlarla ilgili bir bilimsel deney yada böyle kişileri tanımlamak için bir sosyolojik deyim var mı? mesela kara kule'deki roland duy
kararlar alırken, seçimler yaparken, kritik değerlendirmelerde hep objektif olabilen, olacakları öngördüğünde, olaylar canını sıkacak olsa da bunu sakince kabullenen insanlarla ilgili bir bilimsel deney yada böyle kişileri tanımlamak için bir sosyolojik deyim var mı? mesela kara kule'deki roland duygularını pek işin içine katmazdı, önünde duramayacağı gelişmelere karşı umutsuzca savaşmaktansa olayları olduğu haliyle kabullenip durumdan en az zarar görecek şekilde faydalanmaya çalışırdı... askerlerde filan da görülen bir ruh hali bu.. neydi bunun adı?
oporçünistlik değil.
oporçünistlik değil.
0
oyun teorisini uygulayabilmek için mükemmel örnekler olurdu bu insanlar ama bana kavramın adı lazım.
0
nen var kuzum
selamlar,haber toplama ve yazma dersinin içeriği çerçevesinde bir röportaj yapmamız gerekiyor. biz istiyoruz ki böyle özel birisi ile özel bir röportaj olsun bu ki başarılı görülürse gazetede yayımlanma ihtimali var bu röportajın.ama gel gör ki istediğimiz bikaç kişiye ulaşamadık bir türlü. mesela b
selamlar,
haber toplama ve yazma dersinin içeriği çerçevesinde bir röportaj yapmamız gerekiyor. biz istiyoruz ki böyle özel birisi ile özel bir röportaj olsun bu ki başarılı görülürse gazetede yayımlanma ihtimali var bu röportajın.
ama gel gör ki istediğimiz bikaç kişiye ulaşamadık bir türlü. mesela birisi yıldız kenter di. çok yoğunmuş bu aralar, araya bir saat sıkıştıramıyor ne yazık ki.
- soru cevap şeklinde değil de daha çok sohbet havasında geçecek bu olay.
- konu röportaj yapılacak kişinin ilgi alanına göre değişecek ve gidişat gösterecek. (tiyatrocu, gazeteci,oyuncu vb.)
esas soru şudur ; var mıdır böyle tanıdık birisi bu röportaj için uygun olan ya da bize yol gösterip yardımcı olabilecek? yoksa çok şey mi istiyorum acaba...
edti : bi grup cem öğretir ile başka bir grup bennu yıldırımlar ile yapmış mesela röportajı. (örnek olması açısından)
şimdiden teşekkürler.
saygılar
haber toplama ve yazma dersinin içeriği çerçevesinde bir röportaj yapmamız gerekiyor. biz istiyoruz ki böyle özel birisi ile özel bir röportaj olsun bu ki başarılı görülürse gazetede yayımlanma ihtimali var bu röportajın.
ama gel gör ki istediğimiz bikaç kişiye ulaşamadık bir türlü. mesela birisi yıldız kenter di. çok yoğunmuş bu aralar, araya bir saat sıkıştıramıyor ne yazık ki.
- soru cevap şeklinde değil de daha çok sohbet havasında geçecek bu olay.
- konu röportaj yapılacak kişinin ilgi alanına göre değişecek ve gidişat gösterecek. (tiyatrocu, gazeteci,oyuncu vb.)
esas soru şudur ; var mıdır böyle tanıdık birisi bu röportaj için uygun olan ya da bize yol gösterip yardımcı olabilecek? yoksa çok şey mi istiyorum acaba...
edti : bi grup cem öğretir ile başka bir grup bennu yıldırımlar ile yapmış mesela röportajı. (örnek olması açısından)
şimdiden teşekkürler.
saygılar
0
gazeteci olacaksanız ulaşmanız lazım. örnek verdiğiniz isimler gayet ulaşılır kişiler mesela. gidin bedri baykam ile konuşun, uzun sürelerdir ortalarda yok.bu derneğin başkanı kendisi, buradan ulaşırsınız. www.upsd.org.tr
bu işi gözünüzde büyütmeyin, konuşmak için can atan bir sürü insan var. hiç kimseyi bulamazsanız köşe yazarlarına sarın, onlar halinizden anlar en azından. her yerde sürekli konferans- söyleşi oluyor. gerekirse gidin ayaküstü orada yakalayın milleti.
bu işi gözünüzde büyütmeyin, konuşmak için can atan bir sürü insan var. hiç kimseyi bulamazsanız köşe yazarlarına sarın, onlar halinizden anlar en azından. her yerde sürekli konferans- söyleşi oluyor. gerekirse gidin ayaküstü orada yakalayın milleti.
0
christine
10 gün kadar önce domuz gribi geçirdim ve zor da olsa yavaştan düzelmeye devam ediyorum. Neler yaşadığımı anlatmayacağım da şunu merak ediyorum. Tekrar hastalanmamak için aşı olmalı mıyım yoksa bir süre bağışıklığım olacağından gerek yok mudur? Toplu taşımacılık kullanarak işe gidiyorum. Çok fazla t
10 gün kadar önce domuz gribi geçirdim ve zor da olsa yavaştan düzelmeye devam ediyorum. Neler yaşadığımı anlatmayacağım da şunu merak ediyorum. Tekrar hastalanmamak için aşı olmalı mıyım yoksa bir süre bağışıklığım olacağından gerek yok mudur? Toplu taşımacılık kullanarak işe gidiyorum. Çok fazla toplantıya katılıyorum milletin elini sıkıyoruz aynı ortamda oluyoruz. Tekrar hastalanmak ve aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Aşı şu aşamada ne derece faydalı olur sizce? Ya da ne kadar sonra olmalıyım?
0
artık aşı olmamalısınız.şu an bağışıklık kazanmış durumdasınız.hem zaten gerek yok,hem de aşı olursanız tekrar domuz gribi olma olasılığınız çok yüksek hatta öncekinden daha şiddetli bile olabilirsiniz.olmayın diyorum.
0
hastalığı atlattığınıza göre doğal yollardan bağışıklık kazanmış olmalısınız. antikor, interferon falan filan diyeyim. virüs mutasyon geçirmedikçe tekrar domuz gribi olmazsınız. (ben böle biliyorum, doktor filan değilim, belki yanılıyorum)
0
bagisiklik kazanmissinizdir ancak asi olmanizda herhangi bir engel veya sorun yoktur diyor www.grip.gov.tr
0
anarsi yureklerde doğru söylüyor.ayrıca gribal enfeksiyonlarda hastalığı geçiren kişiye aşı yapılmaz.söylediğim risk vardır.
0
Şöyle söyliyim, patroncuğum hastalandığıma 40 derece ateşle iki gün hastanede yattığıma pek inanmadı ve kendileriyle tartışmıştım hasta yatağımda telefonda. Neyse işte bir daha böyle bir grip geçirip rapor alırsam kovulurum muhtemelen. Ve bir daha yaşamak istemiyorum bu durumu. Grip evrilirse ben yine hastalanırım, 1 ay sonra belki yine hastalanırım. Aşı yanlısı değilim ama yine hastalanmamak için ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
0
dieselsingle2
1- ssg nin giresun ile ne alakası var ?http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=gazi+caddesi ' den merak ettim2- giresun canlı izleme ip falan buldum;81.215.87.63. çalışmıyor galiba? yada yeni bi site/ip bilen varmı?3- priorin şampuan ve proscar al dedi doktor bunları kullanan, bilen var mı? yorumu ne
1- ssg nin giresun ile ne alakası var ?
sozluk.sourtimes.org ' den merak ettim
2- giresun canlı izleme ip falan buldum;81.215.87.63. çalışmıyor galiba? yada yeni bi site/ip bilen varmı?
3- priorin şampuan ve proscar al dedi doktor bunları kullanan, bilen var mı? yorumu nedir?
4- hp dv6 1144et için soğutucu olarak ne önerirsiniz? (15.6")
5- feyzbuk da mark dayı bir mesaj göndermiş, okumaya üşendim, ilginç birşey varmı orda?
6- bir duyuru açmıştım, orda lg-renoir iyi diyordu birisi, kullanan varsa hakkında yorum yapabilir mi?
7-sahibinden.com dan alışveriş yapmalımıyapmamalı mı?
edit : 8-madonna-die another day' de neden "Sigmund Freud Analyze this" diyor ne alaka?
tenks for yor ensvırs:)
sozluk.sourtimes.org ' den merak ettim
2- giresun canlı izleme ip falan buldum;81.215.87.63. çalışmıyor galiba? yada yeni bi site/ip bilen varmı?
3- priorin şampuan ve proscar al dedi doktor bunları kullanan, bilen var mı? yorumu nedir?
4- hp dv6 1144et için soğutucu olarak ne önerirsiniz? (15.6")
5- feyzbuk da mark dayı bir mesaj göndermiş, okumaya üşendim, ilginç birşey varmı orda?
6- bir duyuru açmıştım, orda lg-renoir iyi diyordu birisi, kullanan varsa hakkında yorum yapabilir mi?
7-sahibinden.com dan alışveriş yapmalımıyapmamalı mı?
edit : 8-madonna-die another day' de neden "Sigmund Freud Analyze this" diyor ne alaka?
tenks for yor ensvırs:)
0
3.priorin saç dökümünü engelliyor.proscar ise prostat ilacı ama saç çıkarma etkisi var.tabii minoxidil içerikli hedelere nazaran yan etkileri fazla.
0
jilet ile 5 e böl, hiç yan etkisi de yok dedi proscar için. yoksa doktor puştluk mu yaptı?
0
1. kişinin özeline girdiği için bu cevabı kendisinden alman daha iyi. dedikodu gibi oluyor. ben kendisinden öğrendim.
2. çeşitli sitelerde görmüştüm ilçelerinin kameraları vardı. ama o adres sanırım bakımdaymış.
2. çeşitli sitelerde görmüştüm ilçelerinin kameraları vardı. ama o adres sanırım bakımdaymış.
0
ssg (at) sourtimes (nokita) org diye bi adresi vardı. bilmem hala işler durumda mı.
0
ben [email protected]'a mail attım, geri döndü. çalışmıyor o hesap ya da benim adresi beğenmedi.
0
restlesss
Şu an hiç işime yaramayacağı halde merak ettiğim birşey var. Sık sık gazetelerde gördüğümüz haber türü reklamlar için gazeteler ve şirketler arasında nasıl bir bağlantı kuruluyor. Bakıyorsun haber bülteninde bilmem ne kadara daire var, yok x şirketi karına kar katıyor gibi haberler çıkıyor. Bunlar m
Şu an hiç işime yaramayacağı halde merak ettiğim birşey var. Sık sık gazetelerde gördüğümüz haber türü reklamlar için gazeteler ve şirketler arasında nasıl bir bağlantı kuruluyor.
Bakıyorsun haber bülteninde bilmem ne kadara daire var, yok x şirketi karına kar katıyor gibi haberler çıkıyor. Bunlar muhabire veya yayın grubuna illa para vererek mi yapılıyor? Nedir işin aslı?
Bir de bu konularda bilgi edinebileceğim bir ebook önerirseniz süper olur...
Bakıyorsun haber bülteninde bilmem ne kadara daire var, yok x şirketi karına kar katıyor gibi haberler çıkıyor. Bunlar muhabire veya yayın grubuna illa para vererek mi yapılıyor? Nedir işin aslı?
Bir de bu konularda bilgi edinebileceğim bir ebook önerirseniz süper olur...
0
